Gözleri Kaybetmek

Ömer Erdem

‘Ve onlar gülüşüp duruyorlardı, dünyanın sıkıntılarına aldırmaksızın…’

Sadece göz hizasını değil göz temasını da kaybediyor gittikçe modern dünyada insanlar. Hiyerarşik bir organa dönüşüyor göz, varlığın nişanı olmaktan hızla sıyrılıyor. Salt estetik zevkin değil bilginin de etkin ve organik aktarma merkezi olan göz, şimdilerde bambaşka bir konuma evriliyor. Işığı kısılıyor. ‘Nurundan’ sıyrılıyor, teknik bir ilahiyata itiliyor.

Bir yerde eğitim ve öğretimin ışığı azaltılıp  kör edilmek mi isteniyor mesela, gözleri aradan çıkarmak yeterli. Godard’ın bir filminde söylediği gibi ‘insanlar göz temasını ortadan kaldırmak için parayı icat etmişlerdir.’ Para iki özne arasındaki göz temasını ortadan kaldırır, bir tür sembol ve değer iktidarı kurar. Kim güçlü ise o kazanır böylece. Varoluşsal eşitlik karartılır.

Salgın sebebiyle, öğretmen ile öğrenci arasındaki gözlerin kaybolup da yerine suni göz ( ekran) konularak da göz teması ortadan kalkmış olmuyor mu şimdilerde? Bu durumun yarattığı ontolojik çelişki, eğitim bilim yanında felsefeyi de ilgilendirmeli. Sanatı da elbette, teknolojiyi ilgilendirdiği kadar meşgul etmeli.

Adına ister yaygın, ister örgün, ister temel eğitim deyin, farklı aile, sosyal katmanlardan gelen ve kişilik özellikleri kadar kavrama yetileri de eşit olmayan  çocukları, çoklu eğitimin içine almanın zaten  çelişik ve sakıncalı tarafları hep var. Ne var ki sanayi çağı sonrası kurulan düzenler herşeyi fabrikasyona tabi tutmak gibi bir yöntem de dayattı. Yaygın eğitim bir fırsat eşitliği sunuyor gibi gözükse, bunun inkar edilemez yönleri olsa bile teorik çelişkisi yine vardır. Bunun alternatifi ise güç ister, maddi ve manevi bakımdan. Esas eğitim yüz yüze , uygulamalı ve eğitmen- talebe odaklı olanıdır. Meşk gibi zorunlu biçimler gerektiren eğitimlerde ise göz teması ve karşılıklı etkileşim kaçınılmazdır. Tıp ve mimarlık eğitiminin boyutları ise bambaşka. Anne ve babanın bilgi aktarımı ile başlayıp tutum ve davranışları ile ilerleyen sonrada çocuğun kendini okulda bulduğu  ilk eğitim dönemi ise içerdiği zorunlu modelleyişler yönünden yüksek özen gerektiren süreçlerdir.

Uzunca süredir öğretmen yetiştirme metodu sorunlu, öğretmene sunduğu maddi ve manevi imkanların yetersiz, okul binalarının mimarisinden sınıf düzenine, idari yönetiminden malzeme eksikliğine yetmedi bir türlü yerli yerine oturamayan müfredat sorunlarıyla yumaklanmış ülkemizin üniversite öncesi eğitim hayatı, gözlerini kaybetmek gibi zorunlu ama trajik bir yola girmiş bulunuyor. Her bakımdan ilgi, algı, istek ve diğer yetileri eşit olmayan büyük bir kitlenin karşısına yapay göz (ekran) yoluyla çıkmak büyük bir sorun. Normal şartlar altında, birebir, yüzyüze eğitim yaparken bile su yatağı gibi o yandan bu yana yaylanan bir eğitim hayatından buraya geçmek çok akıl ve yöntem buluşları gerektiriyor.

Üniversitelerdeki manzara ise hepten içinden çıkılmazlıklarla dolu. Üniversite eğitiminin bir iklim olduğu unutulmamalı. Tıp gibi, güzel sanatlar gibi alanlar uzaktan eğitimi kaldırabilir mi? Edebiyat Fakülteleri’nin Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne başlayacak öğrencilere verilecek temel Osmanlıca eğitimi de öyle. Çünkü öğrencilerin konum ve seviyeleri başka. Belki de en rahat olan dal Hukuk. Üniversite hukuk eğitiminin öteden beri böyle bir geleneği hep oldu çünkü.

Gözler üzerine düşündükçe, sanayi çağı öncesinde olduğu gibi, eğitimin, tekrar gücü olanların hakkına dönüşeceği görülüyor. İçine düştüğümüz pandemi ve süreği çağ artık hiç bir bakımdan güvenli değil. Çünkü insanlık esaslı bir sebep hesaplaşmasına girişmiyor. Öyle olunca da kitlelerin yapay göz ve buna bağlı tedbirlerle güdülendiği, seçkinlerin elde edecekleri imkanlarla kendi eğitimlerini tamamlayıp daha üste çıktıkları bir dünyaya sürükleniyoruz.

Gözler, diyorum da, belki de zaten bütün oyunu bozan onlardı. Böylelikle yeni oyun daha rahat oynanır. Az kişinin gözleri açık çok kişinin körebe olduğu bir oyun!

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.