Dönem sonu geldiğinde üniversitede tek tek sınav kağıtlarını inceleriz. En ufak bir haksızlık olmasın diye ödev kağıtlarına bir daha bakarız. Ardından yoklama listelerini gözden geçirir, ders günleri aldığımız notları bir kez daha gözden geçiririz. Ancak bütün bu işlemleri tamamladıktan sonra sisteme not girişlerini yaparız.
Olur da çok düşük olasılıkla yanlış bir giriş yaparsak hemen ilgili öğrenci uyarır. Not girişleri tamamlandığı için fakülte yönetimine bir dilekçe yazarız.
“Şu numaralı öğrencinin şu dersinin notu sehven hatalı girilmiştir.” Bu dilekçeye ek olarak sınav kağıtları, değerlendirme listeleri, yoklama listeleri velhasıl değerlendirmeye ilişkin tüm evrakları da teslim ederiz.
Bunları niye anlattım?
Perşembe günü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon rakamlarını açıkladı. Biz de sevgili İbrahim Kahveci ile birlikte saat 10:00 sularında KRT TV’de Ülkü Çoban’la enflasyon rakamlarını değerlendirmek üzere yayındaydık.
TÜİK’in ana sayfasında yıllık enflasyon %17,22 olarak belirdi. Ülkü Hanım yayında rejiden rakamı öğrenmeye çalışırken ben de TÜİK’in ana sayfasına güvenip bu rakamı söyledim. Veri uzmanların beklentileriyle de birebir örtüşüyordu.
Allah Allah, ne piyasaymış ne beklese TÜİK onu açıklıyor diye düşünürken, Ülkü Hanım enflasyonun aylık %0,89 ve yıllık %16,59 olarak açıklandığını söyledi. Yani kurum, kendi ana sayfasındaki rakama tıkladığımızda başka rakamları bizlerle paylaşmış oldu. Bu ikilem yaklaşık yarım saat sonra internet sitesinde düzeltildi.
Oluşan kafa karışıklığını da TÜİK gece saatlerinde yaptığı bir açıklama ile aydınlığa kavuşturdu.
TÜİK, aylık enflasyonun ay genelinde alınan fiyatların ortalaması alınarak açıklandığını ancak bu kez “sehven” ay sonunda tespit edilen fiyatların sisteme girilmesinden ötürü iki farklı verinin yayınlandığını söyledi. Açıklamadaki sehven kelimesi aynı bizim yukarıda bahsettiğim dilekçedeki sehvendi. Ben de dayanamadım bir daha Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne tam anlamı için bakmak istedim.
Türk Dil Kurumu’na göre sehven, “dalgınlık veya unutkanlık sonucunda oluşan yanlışlıkla” demekmiş. Yani bu durumda TÜİK, dalgınlık ve unutkanlık sonucu yanlışlıkla veri girişi yapmış. Ve yine çok ilginç bir şekilde bu karıştırılan veriler nedense birebir piyasa beklentisi ile aynıymış. Ve yine açıklamadan öğreniyoruz ki aslında ay sonu itibariyle mayıs ayında fiyatlar %1,44 artmış.
Bizim atalarımız beşer şaşar demişler. Siz de bu olayın üzerine ne olacak canım TÜİK’teki arkadaşlar dalgınlıkla unutmuşlar diyebilirsiniz.
Ancak milyonların zorlukla geçindiği, emeklinin, memurun inanmadığı enflasyon oranları üzerinden sürekli artık “seyyanen” zam talep ettiği bir ülkede beşerin şaşma lüksü olsa da TÜİK’in şaşma lüksü yoktur.
Vergilerimizden milyonlarca lira kaynak ayrılarak, gerçeğe mümkün olan en yakın veriyi hesaplamakla yükümlü olan TÜİK’in artık veri hesaplamasında çok daha etkili, gerçek zamanlı ve hataya yer olmayan araçlar kullanması gereklidir.
Yoksa seyyanen zam bekleyen milyonlara yarın bir gün sehven zam yapılır.
Olan da yine TÜİK’in yanlışlıkla doğru hesapladığı ancak dalgınlıkla eksik yayınladığı enflasyon altında ezilen milyonlara olur!