Hatırlarsınız! 2018 yılının Nisan ayında MHP Lideri Devlet Bahçeli erken seçim çağrısı yaptı. Gerekçesi 2017 yılında yapılan referandum ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne (CHS) geçişin kabul edilmesinin ardından artık sistemin fiili olarak da hayata geçirilmesi idi.
Haziran 2018’de yapılan seçimle CHS de başlamış oldu. Ne bekleniyordu?
Yönetimde istikrar.
Ekonomide istikrar.
Hızlı karar alma ve hızlı çözüm üretme.
Ve daha bir sürü parlak hayaller vaat edildi!
Aradan geçen üç yılın sonunda ise maalesef her alanda karar almak oldukça güçleşti, Türkiye’nin acil çözüm bekleyen tüm problemleri ise sürekli bekleme odasında duruyor.
Mesela Marmara Denizi ve yakın bir zamanda Ege ve Karadeniz’i belki de geri dönülmesi zor bir noktaya götürecek olan müsilaj meselesi.
Müsilaj ile ilgili haberleri geriye doğru taradığımda 3 Şubat 2021’de ilk kez TRT Haber’de “Tekirdağlı balıkçılar deniz salyası nedeniyle paydos etti” başlıklı bir haberle karşılaştım. Yani dört ay önce ilk kez konu gündeme gelmiş. Aradan geçen dört aydan fazla sürenin ardından önce haftasonu Cumhurbaşkanı Erdoğan talimat verdi, dün de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bölgeden belediyelerin de iş birliği ile temizleme çalışmalarına sonunda başladı!
Tüm Türkiye’nin acilen çözülmesi gerektiği konusunda hemfikir olduğu, herkesin destek verdiği ve vereceği bir konuda adım atmak dört ay sürdü!
Ne kadar hızlı bir sistem, değil mi?
Bu sadece bir örnek. Şöyle geriye doğru dönüp baktığınızda birçok krizin bırakın hızlı çözümünü, hala çözüme kavuşmadığına da hep birlikte şahidiz.
Mesela COVID-19 salgını ve aşılama! Aylarca sürüncemede kaldı. Hala da insanlar beklemede.
Mesela işsizlik!
Mesela hayat pahalılığı!
Bunu biraz açalım. Zira enflasyon hem ekonomiyi dinamitliyor hem de sokaktaki vatandaşın canını çok yakıyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş öncesi Mayıs ayında yıllık enflasyon %12,15 olarak açıklanmış. O dönemden bu yana sadece Eylül-Ekim 2019’da tek haneli enflasyon gördük. O da bir önceki yıl enflasyon %25’lere çıktığı için. O günden bu yana pahalılık ve işsizlik vatandaşın en önemli sorunu haline geldi! Enflasyon sepetinde yer alan 415 kalem ürün ve hizmetin olduğu sepeti bir kenara koyduğumuzda, vatandaşın en fazla tükettiği tüm ürünlerde fiyatlar uçmuş durumda.
Ve fiyatlar o kadar hızlı arttı ki eminim Mayıs 2018 fiyatlarını hatırlamıyorsunuz bile! Ben de hatırlayamadım ve TÜİK’e başvurdum.
Mesela TÜİK’e göre Mayıs 2018›de 4,50 TL olan ekmeğin kilosu bugün 7,50 TL! Fiyat artış oranı %66!
Dana etine bakalım. 43 TL’den 60 TL’ye çıkmış fiyat! Diyeceksiniz ki kırmızı et alacak hal mi kaldı?
O zaman tavuk etine bakalım! 2018 Mayıs’ında 9,31 TL iken 18,44 TL’ye çıkmış. Üç yılda fiyat artışı %98!
Elektrikte 100 TL’lik faturalar 172 TL olmuş. Doğalgazda 173 TL olmuş.
2018 Mayıs’ta 100 TL ödediğiniz cep telefonu faturası 168 TL olmuş.
Olmuş da olmuş!
Gördüğünüz gibi sorunlar bırakın çözülmeyi, orada öylece kalmış.
Hükümet ise “yeni anayasa” tartışalım diyor.
Bir önceki değişiklikten ne hayır gördük ki yenisini tartışmaktan bir hayır görelim!
Önce bir faturalardaki düşüşü görelim, denizlerimizi müsilajdan, siyaseti, medyayı yolsuzluktan, işe girişi torpilden iltimastan temizleyelim!
Sonra ne isterseniz konuşuruz!