Yüzde 13,58!
Sadece bir ayda yaşadığımız enflasyon. Sadece bir ayda Türkiye’de fiyatların artış oranı. Yani 100 TL ile başladığımız tüm ürünlerin fiyatlarının bir ay sonra 113,58 TL olması. Hayatımızda her şeyin bir ayda yüzde 13,58 daha pahalı hale gelmesi.
Dün bütün gün beynimde bu numara döndü durdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu veri açıklandıktan sonra yaptığı ilk konuşmaya uzattım kulağımı. Ne diyeceğini merakla takip ettim. Yönettiği ülkede milyonların canını yakacak şekilde son yirmi yılın rekor enflasyonu görülürken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ihracatçılarla rekor kutluyordu.
Enflasyonla ilgili tek kelime etmedi.
Acaba Cumhurbaşkanı dışında hükümetten birilerinden ses gelir mi dedim. Sonra bakmaktan vazgeçtim. Ne diyeceklerdi ki? Ne önemi vardı ki?
Ardından akşam Kabine toplantısı sonrasında bir kez daha çıktı kürsüye Cumhurbaşkanı Erdoğan. Enflasyonla ilgili olarak “üzüntülü olduğunu” söyledi. Dövizdeki köpüğü aldık, enflasyondakini de yakında alacağız dedi.
Köpüğün nedenini ise iki şeye bağladı.
Birinci neden olarak dünya genelinde artan emtia fiyatlarını işaret etti. Haklı mıydı? Evet enflasyonun temel nedenlerinden biri tüm dünyada artan emtia fiyatları. Dünyadaki tüm ülkeleri etkiledi. Ama bizi nedense daha çok etkiledi.
Mesela petrol fiyatlarını ve Türkiye’de fiyatları üzerinde doğrudan etkisi olan akaryakıta bakalım mı?
Petrol, 2021’e 50 dolarla başlayıp 70 dolarla yılı bitirdi. Fiyatı yüzde 40 artmış kabaca. Türkiye’de benzinin litre fiyatının da bu civarda artması gerekmiyor muydu? Pek öyle olmadı.
2021 başında 7,10 TL civarında idi. Şu an pompalarda gördüğümüz fiyat 12,91 TL. Benzinin fiyatındaki artış yüzde 81.
Ya da mesela buğday. Amerikan buğdayının fiyatı 2021 yılbaşında 660 dolarken bu yılbaşı 760 dolara yükselmiş. Fiyat artışı yüzde 15. Türkiye’de ise buğdayın fiyat artışı artan ithalat ile beraber iki katına çıkmış durumda. Dolayısıyla buğdaydan üretilen tüm ürünlerin başta ekmek olmak üzere fiyat artışı yüzde 15’lik artışın çok daha üzerinde.
Bunları düşünürken çok sevdiğim bir iş insanının yaptığı bir sosyal medya paylaşımı aklıma geldi. O da kağıt fiyatlarının bir ay içinde 800 Euro’dan 910 Euro’ya çıktığını söylemiş, eğer bu şekilde devam ederse artık kitap basamayacağını yazmıştı. Kağıdın fiyatında euro cinsinden artış yüzde 13,5’ta ama euronun TL karşısındaki artışı bir ayda, Aralık’ta yüzde 30’lara ulaşmış. Yani tüm dünyada enflasyon emtia fiyatlarındaki artışa göre gerçekleşirken bizde emtia fiyatlarındaki o hızlı artışa bir kat hız da döviz eklemiş.
Cumhurbaşkanı da söyledi zaten bunu. Sonra da 20 Aralık gecesi aldıkları önlemlerle birlikte dövizdeki köpüğü aldıklarını söyledi. Şimdi de enflasyondaki köpüğü alacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu cümleyi söylediğinde üzerinden köpüğü alınmış olan Dolar/TL 13 TL'nin üzerindeydi.
Hangi dolar/TL?
Aralık ayında bir ara 18,30’ları gören ama bundan tam bir yıl önce de 7 lira 30 kuruş olan TL! İnsan düşünmeden edemiyor.
Acaba enflasyondaki köpük ne kadar? Ya da köpüğü alındığında enflasyon kaça inecek? Dolar/TL’deki hesaba bakarsak en iyi ihtimalle herhalde yüzde 30’lara.
Aslında bunu yazmayacaktım ama ister istemez elim buralara gitti.
Asıl yazmak istediğim şeyi de eklemeden geçmeyeyim.
Yazının başında dedim ya bir ayda yüzde 13,58 enflasyon gördü bu gözler diye. Cumhurbaşkanı da bütün dünyada enflasyon yükseliyor diye açıklama yaptı. Hatta rekor enflasyona sahip ülkelerden örnekler verdi.
Ben de şöyle bir verilere baktım.
Bu yıl enflasyonda 30 yıllık rekor seviyeyi gören ABD’nin iki yıllık (bakın son yıl değil) enflasyonu yüzde 10 civarında. Yani bizim aylık enflasyonumuzdan daha düşük.
İspanya’da da rekor enflayon var dedi yine Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında. Rekor oran orada yıllık yüzde 6,7! İspanya’nın bu yüzde 6,7’lik enflasyonu dahil edersek dört yıllık enflasyonu dahi bizim aylık enflasyonumuzun altında kalmış.
Anlayacağınız yıla yine köpüklerle, rekorlarla, masallarla başladık.
Hakkımızda hayırlısı...