Bu köşede değişik yazılarda Türkiye ekonomisine olan güvenin en başta bu ülkenin kendi vatandaşlarında düşük olduğunu ifade ediyorum. Düşük güvenin sonucunda da vatandaşın tasarruflarını döviz ve altına yönlendirdiğini ve bunun da TL’nin değer kaybındaki önemli nedenlerden biri olduğunu söylüyorum.
Güven ölçülmesi zor bir kavram.
Ancak konu ekonomi olunca güven gibi duyguları da ihtiva eden bir kavramı etkileyen göstergeler oluşturmaya çalışıyoruz. Mesela tüketici güven endeksi gibi. Tüketicilerin farklı konularda bugüne ve yarına yönelik bakış açıları anketlerle anlaşılmaya çalışılıyor. Yanıtlar sonucunda da “güven” ölçülüyor.
Bir de anketler kullanılmadan güveni gösteren veriler kendiliğinden oluşabiliyor. Mesela yatırım araçlarının getiri oranları gibi. TÜİK her ay tüketici enflasyonu ve üretici enflasyonunu baz alarak yatırım araçlarının aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık reel getirilerini hesaplıyor.
7 Temmuz 2021 günü açıklanan verilerde dikkatimi en çok altı aylık ve yıllık getiri oranları çekti. Malumunuz yılın ilk altı ayında TÜİK enflasyonu 6 aylık %8,45 ve yıllık %17,53 olarak açıkladı. Bu verileri baz alarak TÜİK’in açıkladığı getiri oranları aşağıdaki şekilde gerçekleşti.
Altı aylık değerlendirmeye göre Amerikan doları; TÜFE ile indirgendiğinde %2,98 oranında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlarken, Avro’da reel getiri oranı %1,99 ve külçe altında %1,84 olmuş. Yabancı para ve altın dışındaki Türk Lirası cinsinden yatırım araçlarına baktığımızda ise altı aylık getiri negatif. Brüt TL mevduat faizi %1,01 kaybettirirken, Borsa İstanbul 100 Endeksi (BIST 100) %5,78 ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) yatırımcısına %9,02 reel kayıp yaratmış.
Yani yılın ilk altı ayında tasarruf sahipleri, tasarruflarını yabancı para ve altın cinsinden tuttuklarında enflasyonun üzerinde getiri elde ederken, TL cinsinden varlıklara yatırım yapanlar ciddi şekilde kaybetmişler.
Durum yıllık değerlendirmede ise çok farklı değil.
Bir yıl önce tasarruflarını Avro’da değerlendirenler enflasyonun üzerine %15,08 ve Amerikan dolarında değerlendirenler %7,50 getiri elde etmiş. Külçe altın %13,66 reel getiri sağlarken yıllık bazda enflasyonun üzerinde getiri sağlayan TL cinsinden tek yatırım aracı %8,23’lük reel getiri ile BIST 100 olmuş.
DİBS’te kayıp %15,79 ve mevduatta %7,89!
İşin daha kötü tarafı ise başka.
Mesela mevduat faizlerinde reel getiri yıllıkta son 9 aydır hep negatif. Altı aylıkta ise son 13 aydır TL mevduat getirisi sürekli enflasyonun altında kalıyor. DİBS’te ise son bir yıldır altı aylık getiri negatif iken ilk kez yıllık reel getiri de bu ay enflasyonun altında kalmış. Yani enflasyonda geçen yıldan bu yana devam eden artış trendi ve hükümetin faiz direnci, TL yatırım araçlarının getirisinin uzunca bir zamandır enflasyonun altında seyretmesine neden olmuş.
Bir yanda göstergeler bunlarken, diğer yanda ekonomi yönetimi sürekli yerli yatırımcının varlıklarını dövizde tutmamasını, dövizde ve yastık altında altında tutanların ise TL’ye dönmesini istiyor.
Tasarruf sahiplerinin getiri oranları bu iken TL’ye güvenmeleri mümkün mü?
Bugün dişinizden tırnağınızdan arttırarak kenarda tuttuğunuz 10.000 TL tasarrufunuz var. Ben de size diyorum ki gelin bankaya paranızı TL olarak yatırın. Ve siz de biliyorsunuz ki paranızın bugünkü değeri bir yıl sonra 9110 TL’ye düşecek. Ne yapardınız?
Elbette ki paranızın en azından enflasyon karşısında değerini korumasını umduğunuz bir yatırım aracı arayışına girerdiniz.
Vatandaşın da yaptığı bu!
Kim kabahatli?
Birikiminin satın alma gücünü korumaya çalışan vatandaş mı yoksa bir türlü enflasyon ile faiz dengesini kuramayan ekonomi yönetimi mi?
Buradaki meselenin reel getiri olduğunu ve faizi düşürmenin yolunun enflasyonu düşürmekten geçtiğini anlamamakta ısrar eden politika yaklaşımında sorun olduğu apaçık ortada.
Reel getiriyi pozitife çevirip, o şekilde sabit tutarken faizi düşürmenin tek yolunun enflasyonu düşürmek olduğu da!
Bu yanlış politikada ısrar edildiği sürece durumun değişme ihtimali var mı?
Maalesef yok.
O ihtimal olmayınca da yüksek enflasyon ve düşük TL güveni sarmalı içerisinde kalmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.