Aşağıda size farklı tarihlerde yapılmış üç açıklamayı vereyim.
14 Ocak 2022
“Enflasyonun ocak ayında pik yapacak ancak 2023 seçimlerine tek haneli enflasyon ile girilecek!”
11 Şubat 2022
“En büyük problemimiz enflasyon. Başka bir problemimiz yok. Enflasyon bir süre mevcut seviyelerde devam edecek, yaz aylarında gevşeme bekliyoruz.”
15 Mart 2022
“Şu an için Türkiye ekonomisinin karşılaştığı en büyük problem yüksek enflasyondur. Dolayısıyla yüksek enflasyonun farkında ve bilincinde olup enflasyonu kontrol altına almak için birçok çalışma yapmakta ve tamamlandıkça bunları kamuoyu ile paylaşmaktayız!”
Her üç aç§ıklama da aynı isimden geliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’den!
Sayın Bakan da uzunca bir süre dirense de sonunda vatandaşın enflasyon derdini bir nebze olsun anlamış görünüyor. Daha şubat ayındaki açıklamada dahi enflasyonun yaz aylarında düşeceğini söylerken artık enflasyonun yıl sonuna kadar yüksek seyredeceğini kabul ediyor.
Buna rağmen son açıklamada yine de bir sorun var! Bakan enflasyonu “Türkiye ekonomisinin karşılaştığı” bir problem olarak tanımlıyor. Yani tesadüfen karşımıza denk gelmiş gibi bir yaklaşımı var. Oysa hepimiz biliyoruz enflasyonun Eylül ayında başlayan faiz ısrarının ardından hortladığını.
Ve bu ısrarın bile göre aylarca da devam ettiğini!
Verilerle de durumu gösterelim.
Türkiye’de Şubat 2022 itibariyle TÜİK’e göre yıllık enflasyon yüzde 55! Aynı TÜİK’e göre Eylül 2021 -Şubat 2022 arasındaki fiyatlardaki artış ne kadar?
Yüzde 41,9!
Yani tarihi bir başarıyla (!) yüzde 55’e yükselen enflasyonun yüzde 41,9’luk artışı son altı ayda gerçekleşmiş. Hatırlayın lütfen!
Geçtiğimiz yıl bugünlerde Türkiye’de Naci Ağbal, Merkez Bankası Başkanı idi. Kasım 2020-Mart 2021 arasında uygulanan politikalar enflasyondaki artışı bir nebze durdurmuştu. Eylül ayına kadar da yerine atanan Şahap Kavcıoğlu politika faizine dokunmadı.
Her ne kadar Ağbal sonrası bir miktar enflasyonda hareket olsa da asıl Ekim ayından itibaren işin şekli değişti! Eylül ayına gelindiğinde resmi enflasyon oranı hala yüzde 20’nin altında görünüyordu. Eylül ayı itibariyle bombanın pimi çekildi.
İşin kötü tarafı önümüzdeki birkaç ay içerisinde yüzde 70’lere doğru gitmemiz oldukça mümkün!
Bunu neye dayanarak söylüyorum?
Her zaman olduğu gibi yine verilere bakarak. Hangi verilere?
Üreticilerin fiyatları ve maliyetlerine ilişkin verilere!
Tüketici’nin Şubat ayı itibariyle resmi olarak yüzde 55’lik bir enflasyonla karşılaştığı bir dönemde sanayi üretimindeki enflasyon yüzde 105! Son altı aydaki üretici fiyatları artışı ise yüzde 65! Yani maliyetlerdeki artış yine aynı dönemde daha da hızlanmış.
Bir başka önemli kalem hizmet üreticilerinin maliyetleri! Hizmet üreticisinin enflasyonu son veri olan Ocak dikkate alındığında yıllık yüzde 71! Bu yüzde 71’in de yarısı son beş ayda gerçekleşmiş. Şubat ayını gördüğümüzde orada da birikimin son altı ay içerisinde olduğunu göreceğiz.
Tarım fiyatlarında da durum farklı değil. Şubat ayı itibariyle tarım ürünleri üretici fiyatı yüzde 70 artmış. Bu yüzde 70’in yüzde 58’lik kısmı son altı ayda gerçekleşmiş.
Bütün bu veriler, henüz savaşın etkilerinin görülmediği veriler.
Şimdi siz söyleyin bana!
Yolda yürüyorduk ve tesadüfen mi enflasyona denk geldik?
Yoksa aylardır anlatmamıza rağmen şimdi mi fark ettiler?
KARAR sizin!