Bugünler geride kaldığında en çok hatırlayacağımız kurumlardan biri de Türkiye İstatistik Kurumu olacak! Her ayın başında yayınladığı enflasyon verileri dışında yayınlamadığı verilerle de tartışmalı bir kurum haline geldi TÜİK!
Örneğin salgın döneminde oldukça merak edilen vefat sayılarına ilişkin veriler ve son dönemde oldukça tartışmalı olan göçmenlerin sayıları gibi…
Ancak bu ay bir adım ileri gitti TÜİK.
Avrupa Birliği verilerine uyum sağlama bahanesini de kullanarak enflasyon hesaplamasında kullanılan mal ve hizmet sepetine ilişkin ülke genelinde topladığı fiyatları yayınlamadı. İnsanın aklına böyle durumlarda iki soru geliyor.
Birincisi AB’ye uyum kapsamında bu fiyatlar artık toplanmıyor mu? Eğer gerçekten enflasyon hesabı piyasadaki fiyatlarla yapılacaksa topluyor olmaları lazım.
İkinci soru bugüne kadar yayınlanan fiyat istatistiklerinin yayınlanmasında AB bir engel mi? Tabii ki hayır!
Dolayısıyla aslında eğer her şey birinci soruya verilen yanıttaki gibi devam ediyorsa AB bir engel değil.
Gerçi buna da kılıf buldu TÜİK!
Dedi ki hiçbir ülkede madde fiyatları yayınlanmıyor.
Ne yani?
TÜİK veriyi yayınlasa mesela AB dönüp ne yaptınız mı diyecek?
AB’nin dönüp, ne yaptınız dediği birçok önemli konuyu sanki çok önemsediler de şimdi konu istatistikler olunca temel takıntımız AB standartları oluyor.
Hem trajik hem komik!
***
Asıl meseleye gelelim.
Haziran ayına başta elektrik ve gaz olmak üzere zamlarla başladık. Akaryakıttaki fiyat artışlarının da Haziran ayı enflasyonu üzerinde ciddi bir etkisi olmasını bekleyebiliriz. Dolayısıyla memur, memur emeklisi ve diğer emeklilerin maaşlarına Temmuz ayı içerisinde yüzde 40’a yakın bir enflasyon farkı artışı yapılmak durumunda.
Merkezi bütçedeki en önemli harcama kalemlerinden biri personel giderleri ve SGK’ya yapılan transferler.
Biz sadece memur kısmına bakalım.
2021 yılında devletin personel giderleri 346,2 milyar TL olmuş. 2022 yılında personele yapılacak ücret artışları ve personel sayısındaki artış da dikkate alındığında bu kalemde planlanan bütçe 425 milyar TL.
İlk dört ayda harcanan tutar ise 175 milyar TL. Ayda ortalama 45 milyar TL civarı.
Mayıs ve Haziran’da da 90 milyar TL daha yük geleceğini tahmin edebiliriz. Dolayısıyla zamlı maaş ödemesi başlamadan önceki ilk altı ayda bütçeden yapılan personel harcaması tutarı 250 milyar TL’nin üzerine çıkacak!
Planlanan bütçeden yılın ikinci yarısı için kalan tutar ise 175 milyar TL civarında olacak!
İlk altı aylık enflasyon yüzde 40’a ulaşırsa kamunun hiç yeni personel almadığı durumda dahi üstlenmek durumunda kalacağı ek yük bu durumda son altı ay için 108 milyar TL oluyor.
Mesela bir mucize olur da (!) Haziran ayı enflasyonu 0 gelirse o zaman ilk altı aydaki zam yüzde 35’te kalacak.
Bu durumda ek yük 108 milyar TL yerine 95 milyar TL’de kalacak.
Yani bütçeden ikinci altı ay için toplam 13,5 milyar TL daha az harcanmış olacak.
Bu hesapta emekliler yok. Onları da eklerseniz ilk altı aylık enflasyonun yüzde 40 olması ile yüzde 35 olması arasındaki farkın iyimser bir tahminle 25 milyar TL olduğunu görebilirsiniz.
Gördüğünüz üzere hükümet sonunda tasarruf etmeye karar vermiş…
Neden?
Müteahhitlere ödenecek garanti ücretleri için, kriz döneminde gereksiz yatırımlar için, tasarrufunu dolara çevirmesin diye kur farkı ödediğimiz zenginler için para lazım da ondan…