İş hayatında çok sık kullanılan iki deyim vardır; beyaz yaka ve mavi yaka. Beyaz yakalar daha çok masa başı işleri yapan, yönetici, uzman, müdür kesimi temsil eder.
Buna karşın mavi yaka kavramı ise işçilerin mavi gocuklarına atfen fabrika ya da atölyelerde bilfiil beden gücü ile çalışan işçi, formen, usta ve ustabaşılar için kullanılır.
Açıkçası mavi yakalar daha eskidir. Daha genel kullanımı ile işçi sınıfı 19yy.’dan itibaren birçok siyasi hareketin merkezinde olmuştur. Ünlü Fransız yazar Emile Zola’nın Germinal adlı romanı bu kesimin sadece iş yapan insanlardan siyaset ve toplum sahnesinde bir aktöre dönüşünü çok güzel anlatır. 1 Mayıs’ın resmî tatil olmasında yine bu sınıfın mücadelesinin payı vardır. Bu vesile tüm okurlarımızın Emek ve Dayanışma Bayramı’nı kutlarız.
Beyaz yakalar ise günümüzde plaza insanları olarak da tabir edilmektedir. Sabit gelirli olmakla birlikte orta ve üst gelir seviyesinde bulunan bu kesim özellikle şehirli tüketim toplumunun bel kemiğini oluşturur.
Ancak son yıllarda iş hayatına yeni bir yaka türü daha geliyor, adını daha sık duyacağız. Siber güvenlik, yapay zekâ, bulut yazılımcıları, Blockchain uzmanları artık iş hayatının yeni yakaları. İnternetin, dijital yaşamın, nakitsiz toplumun, e-devlet ve benzeri platformların giderek hayatımıza girdiği hatta hayatımızın büyük bölümünü oluşturmaya başladığı bu zamanların insanları olacaklar.
Üstelik yeni yakalar yukarıda yazdığımız iş alanları ile sınırlı değiller. Dijital teknolojinin gelişiminde ihtiyaç duyulacak olan, matematik, istatistik, veri tabanları dahil olmak üzere birçok alandaki bilgi birikimini kapsamaktalar. Dolayısıyla aslında henüz sınırları net çizilmemiş, gelişmekte olan bir tanım.
Bu yeni yaka türü diğerlerinin ortadan kalkacağı anlamına gelmiyor, en azından şimdilik. İş tezgahlarındaki çalışma yükünü robotların alacağı ve mavi yakalara ihtiyaç kalmayacağı eskiden beri konuşulur. Robotlar arttıkça insanların işsiz kalacağı konusu tartışmaların, siyasi kavgaların odağında bulunmuştur. Hatta zamanında makine kırıcılık denen bir tür anarşizmi dahi doğurmuştur.
Ancak bütün bunlar üretimde makineleşmenin önüne geçememiştir ve günümüzde birçok büyük sanayi şirketinde robotlar, mavi yakaların yanında üretimde kullanılmaktadır. Aynı durum beyaz yakalarda da yaşanmakta. Eskiden insanların yaptığı birçok büro işini, bilgisayarlar ya da benzeri cihazlar yapmaktadır.
Yeni yakalar ise bu iki ana iş kolunun üzerinde ikisini de kapsayan, ikisinin de iş yüküne etki eden bir güce sahip olacaklar. Belki sayıları daha az olacak. Belki ofise bile gelmeyecek, evden, uzaktan çalışacaklar. Belki bir kısmı hizmet verdikleri şirketin çalışanı bile olmayacaktır.
Daha önce bu sütunlarda yazdığımız yazılarımızda bahsetmiştik; Z kuşağı diye tabi edilen 2000 yılı ve sonrasında doğan neslin ileride yapacağı işlerin büyük kısmı daha henüz keşfedilmemiş durumda. Üstelik bu kuşak artık yirmi yaşına geldi ve artık hayata atılmak üzere. Onlar için bile böyle bir belirsizlik varken bir de 2020 yılında doğmakta olan neslin mesleklerini bir düşünün.
İnsanlık, avcı toplayıcılıkla başlayan macerasında en son üretim toplumundan bilgi toplumuna geçmişti. Şimdi ise bilgi toplumunun bile rafa kalkmaya başladığı çağlara giriyoruz. Üstelik bu değişim daha öncekilerden çok daha hızlı, çok daha belirsiz.
Şirketlerin, devletlerin, toplumların çok dikkatli takip etmesi gereken değişimler bunlar. Ve maalesef ayak uyduramayanları çok olumsuz etkileyecek, uğrayacakları zararların belki geri dönüşü olmayacak.