Son yıllarda özellikle kripto para Bitcoin’in hayatımıza girmesi ile alternatif para ve yatırım araçları giderek ilgi çekmeye, kullanılmaya başlandı.
Dünya’nın son yüz yirmi yıldır -kâğıt para olarak- rezerv paraları çok fazla değildi. İkinci dünya savaşına kadar İngiliz poundu, 1944 Bretton-Woods anlaşmasından sonra ise Amerikan doları rezerv para oldu. 1970’de doların altın ile olan bağı ABD Başkanı Nixon tarafından koparıldı. Hemen ardından da ABD Dışişleri Bakanı Kissenger’ın girişimleri ile petrol dolarla alınıp satılmaya başlandı. Petro-dolar denen bu yeni para ile de ABD dolarının rezerv para konumunu nerede ise sorgulanamaz hale getirdi.
Ama son on yıldan bu yana kripto paralar ve Çin’in giderek güçlenmesi ve artık doları kendi para birimi yuan ile alıp satabileceğini ilan etmesi ile doların tahtı sallanmaya başladı.
Bu sütunlarda gerek dolar gerekse yuan olsun ya da değerli metaller; altın ve gümüş olsun hepsinin durumlarından ve olası geleceklerinden bahsettik.
Bugün ise şu ana kadar işin uzmanları hariç kamuoyunda ve basında pek konuşulmayan bir para biriminden bahsedeceğiz: SDR.
SDR, İngilizce Special Drawing Rights, Özel Çekme Hakları kelimelerinin kısaltmasıdır. 1969’da Uluslararası Para Fonu IMF tarafından oluşturulmuştur. Bir tür uluslararası rezerv parasıdır. Daha çok likidite ihtiyacı olan ülkelerin kendi merkez bankaları aralarında işlem yapabilmeleri, diğerlerinin merkez bankalarından borç alabilmeleri için oluşturulmuştur.
Örneğin Almanya’nın dolar ihtiyacı olsa ABD Merkez Bankası’na elindeki SDR’leri vererek ABD’den dolar alabilir.
İlk başladığında yani doların altına endeksli olduğu yıllarda 1 SDR eşittir 1 ABD Doları idi. Ancak 1970’da dolar ile altının bağı kopunca IMF mecburen SDR’yi çeşitli para birimlerine endekslenmek zorunda kaldı.
O dönem Dünya’nın en güçlü ekonomileri olan ülkelerin para birimleri Amerikan Doları, Alman Markı, Fransız Frangı, Japon Yeni ve İngiliz Sterlini, SDR’nin değerinin hesaplandığı havuzu oluşturdular. Euro tedavüle çıkınca Mark ve Frank sepetten çıkarılmış, 2016’da ise Yuan sepete eklenmiştir.
Kripto paraların giderek yaygınlaştığı bir gerçek. Ancak bunlar halen daha hükümetler ve piyasalar tarafından rezerv ya da operasyonel araç olarak kullanılmıyorlar. Dev sanayiler kripto para birimleri ile hammadde alımı ya da yarı mamul transferleri yapmıyorlar.
Kripto paralar şu an için daha çok bireysel ya da belli kurumlar için bir yatırım aracı olarak işlev görmekte. Ancak bu durumunun sürdürebilirliği ve ne kadar sağlıklı olduğu ise netlik kazanmış değil.
Ayrıca kripto paralar hem çok fazlalar hem de sayıları giderek artıyor. Değerleri son derece yüksek volatiliteye sahip, yani çok hızla yükselip azalabiliyor. Amazon, Facebook gibi devasa şirketlerin kendi kripto paralarını çıkarmaya başlamaları işi daha karmaşık hale getiriyor.
Dolayısıyla bugünkü tabloda kripto paraların uluslararası ortak bir rezerv olması zor gibi görünüyor. Tabii ki devletler ve devlet üstü kurumlar, IMF de bunların ekonomi alanında öncüsü, bu işe el atarlarsa işin rengi değişebilir.
Zira artık devletler de kendi kripto paralarını çıkarmaya başladılar. İsveç’in e-krona’sı bunun ilk örneği. Türkiye dahil birçok ülkenin ajandasında kendi dijital parasını çıkarma fikri var. Bu noktada akıllara gelen soru ise Dünya çapında merkezi bir otorite tarafından kontrol edilecek bir dijital paranın hayatımıza girip girmeyeceği.
Böyle bir şey olacak ise de hemen olmayacak, hazırlığı, kullanıma girmesi ve yaygınlaşması zaman alacaktır. Ancak yine de artık açık açık tartışılmaya başlanmış durumda. O kadar ki IMF Başkanı Christine Lagarde geçtiğimiz sene yaptığı bir konuşmada IMF’nin küresel bir dijital para çıkarabileceğini, bunun SDR’ye endeksli olacağını, hatta adının bile aynı bırakılabileceğini söyledi.
Adı ne olur, şu an için bilmek mümkün değil. IMFCoin mi, SDR mi ya da bambaşka bir isim mi, bunu zaman gösterecektir.
Henüz bir taslak hatta sadece bir fikir ama bu tarz oluşumların hep böyle fikirlerle, tartışmalarla başladığını hatırlamakta fayda var.
Dolar, Euro, altın, yuan gibi yatırım ve rezerv araçlarının sürekli konuşulup tartışıldığı bugünlerde notlarınızın arasına SDR’yi de alın. Yakın gelecekte adını daha sık duyacaksınız.