Pandemi sürecinde hızlanan ve etkileri günümüze de yansıyan bir çok üretim ve tedarik sıkıntılarından bahsetmiştik. Gıda, enerji, su, ulaşım vb. çeşitli alanlarda üretim sorunları sürekli konuşuluyor.
Gıdadan yana kıtlık, enerjiden yana çeşitli kesintiler uzun zamandır gündemde. Bunları biz de köşemizde dile getirdik. Açıkçası henüz bir panik için erken ancak bazı sektörlerde bıçak kemiğe dayanmış durumda.
Bunlardan biri de çip krizi… Teknolojinin hayatımızın her alanına girmesi ve sürekli ilerlemesi nedeni ile çipler çok kullanılan ve ciddi talep edilenler ürünler haline geldiler. Önce bilgisayarlar, sonra uçaklar, arabalar ve derken günlük yaşamımızda cep telefonları, çamaşır makineleri ve hatta buzdolaplarında bile çipler kullanılır oldu.
Son aylarda çip üretimi ve talebi arasındaki dengesizlik çok tehlikeli bir hal aldı. O kadar ki bazı sektörlerde, örneğin ülkemizde otomotiv sektöründe, nerdeyse üretim durma noktasına geldi. Daha önce Mart-Nisan aylarında birkaç günlük üretime ara ve çalışanlara izin dönemleri yaşanmıştı. Geçen sürede sorun hallolmuş değil. Bu krizin altında yatan bir çok sebep var ve çözümü de kısa vadede kolay görünmüyor.
Öncelikle çiplerin üretimine bakalım. Dünya’da nerede ise her şeyi üreten, üretebilen Çin nedense bu çip üretiminde yok. Daha doğrusu çok az bir oranda var. Bunun sebebi çip üretimindeki teknolojik bilginin (know-how) Çin’e verilmemiş olması. Çin’in kendi teknolojisinin ise batı ürünleri için yetersiz kalması ya da kullanışsız olması. Çin, çip konusunda iki kritik noktada var. Birincisi çiplerin hammaddelerinden biri olan silisyumu üretmesi, ikincisi de bu çiplerin en büyük tüketicilerinden birisi olması.
Çiplerin üretimi daha çok Tayvan ve Güney Kore gibi Uzakdoğu ülkelerinde, bir de ABD ve Kanada gibi Kuzey Amerika ülkelerinde yapılıyor. Tayvan’daki üretim merkezleri bu anlamda ciddi bir talebi karşılamakta idiler ancak onların da bazıları Amerika’ya taşınmaktalar. Bu taşınmanın arkasında ABD-Çin ticaret savaşlarının etkisi olduğu kadar Tayvan’a Çin’in olası bir askeri saldırısının kaygısı da var.
İşin talep kısmında ise pandemi ile birlikte giderek artan bir talep görüyoruz. Pandemide evlerine kapanmak zorunda kalan insanların oyun konsollarına, cep telefonlarına, tabletlerine ve akıllı televizyonlarına olan ihtiyaç ve taleplerinin artması bu noktada kilit bir rol oynuyor. Tüm bu tarz cihazlarda çipler kullanılıyor ve bunların giderek daha çok talep edilmesi sorunun önemli bir ayağını oluşturuyor.
Pandemi sürecinde otomotiv sektörü olumsuz etkilenmişti. Ancak 2021 ile birlikte beklenenden çok daha hızlı bir toparlanma yaşadı. Otomotiv sektörünün de talebe eklenmesi ile bugünkü çip krizine geldik.
Çözüme dair 2021 biterken çok bir umut yok. Üretimi yapan firmalar kapasite arttırmak için yatırımlarını yaptılar. ABD’de Başkan Biden bu tarz firmaların tedarik zincirlerini rahatlatacak bazı kararnameler imzaladı. Ancak elle tutulur bir iyileşme en erken 2022’nin ikinci çeyreğine doğru beklenebilir.
Bu kriz ülkemiz adına kısa vadede olumsuz etkilere yol açacaktır, zaten açmakta da. Ancak ilgili dersler çıkarılırsa bir fırsat da olabilir. Kaç zamandır Türkiye’nin Çin’in yerine Dünya’nın ucuz iş gücü olması konuşulmakta. Hatta hükümetin düşük faiz, zayıf Türk Lirası politikasının sebebinin bu olduğu dahi söyleniyor.
Ancak çip krizi gösteriyor ki ucuz işgücü olmaya değil yüksek teknoloji geliştirmeye ve üretmeye aday olmak çok daha kazançlı ve çok daha güvenli. Son yıllarda bir çok alanda kendi üretimini yapan ülkemizin çip krizine bir de bu gözle bakmasında çok fayda var.