Gazze’ye saldırıların ve devamındaki saldırı planlarının bölgesel çatışma ya da hatta bir dünya savaşına gidebileceğine yönelik tahminler güçlü olmamakla birlikte haklıdır. İsrail’in insani yardım dahil herhangi bir diplomatik girişimi kategorik olarak reddetmesi ve kendisini uluslararası hukuka ve insanlık değerlerine karşı bağışıklı hale getirmesi, çatışmanın yayılması ihtimalini en azından bir senaryo olarak mümkün kılıyor. Hamas’ı tümden yok etmek ve bunun için Hamas’ın merkezi olan Gazze’yi boşaltmak; bunlar da yeterli olmazsa gereken ne varsa onu yapmak gibi belirsiz ama şiddetli bir strateji elbette bütün genişleme senaryolarını düşündürür. Çatışmanın yayılması bu durumda yine de güçlü bir ihtimal değil ama ihtimal. Çünkü İsrail’i neyin gerçekte tatmin edeceği bilinmiyor.
***
Çatışmanın genişleyebileceği ihtimalini dile getirenler adres olarak İran ya da Hizbullah’ı gösteriyorlar ama bunlar da zayıf ihtimaller. Normalde de zayıftı ama ABD savaş gemilerini eşlik ettiği durumda çok zayıf bir ihtimal.
Esasen, ikinci günden sonra bir savaştan çok tek taraflı bombardıman olarak tanımlanması gereken İsrail-Filistin geriliminin nereye varacağını anlamak için İsrail hükümetinin aklını okumaktan başka bir veri kaynağı da bulunmuyor. Analiz etmesi zor ve kanlı süreçten geçiyoruz. Şimdiden belli olan tek şey ise Batı’nın ama özellikle İsrail’e benzersiz bir himaye sunan ABD’nin, dünyada hem prestij hem de diplomatik güç kaybedeceğidir. Eşitsiz ve insanlık dışı bir savaşta taraflardan birine sınırsız destek vermek, toz bulutu indikten sonra ABD’ye müttefikleri nezdinde bile güven kaybettirecektir. Sadece İslam dünyası, Ortadoğu veya Arap ülkeleri değil, Türkiye dahil bazı Avrupa ülkelerinin gözünde de ABD eskisi gibi olamayacaktır. Filistin halkına karşı İsrail’den bile daha öfkeli, duyarsız ve kuralsız davranmak dünyanın geri kalanında iz bırakacaktır. Nitekim daha şimdiden birçok Avrupa şehrinde Gazze’de yaşananlar için İsrail’le birlikte ABD yönetimi de protesto ediliyor. Birçok ülkede hükümet yetkilileri ve bürokratlar seslerini çıkmaya başlıyor.
***
Şimdiden görünen o ki ABD’nin prestiji ve müttefiklerinin nezdinde dahi güvenilirliği Irak ve Afganistan facialarından daha ciddi bir şekilde sarsılacaktır. İsrail ile güvenlik dayanışması başka; şu anda yaşananlar için tam destek vermek başkadır. ABD yönetimi doğal olarak Gazze’deki trajedinin sorumlusu durumundadır. Üstelik herşeyin daha trajik olacağı açıkça görülürken tutumunda değişikliğe gitmemesi de bir başka büyük hatadır.
ABD ile dostluk, iyi ilişki veya ittifak sadece ABD ile yapılan birşeydir ve aynı paketin içinde ve aynı şekilde İsrail’in de olmasını dayatmak akıl dışıdır.
Gazze bombardımanı birgün bitecek ve toz bulutu indiğinde Amerika İsrail’den daha büyük yara almış olacak. Epeyidir zayıflamış olan dünya jandarmalığı misyonu da ağır darbe almıştır. En nihayet İsrail için prestij veya itibar kaybı problem değildir ama dünyanın her yerinde askeri ve diplomatik güç kullanan ABD için öyle değil. Bugün verdikleri sınırsız destek yarın herhangi bir krizde veya ortak hareket ihtiyacı gerektiren girişimlerde daha az ve daha isteksiz müttefik problemi olarak karşısına çıkacaktır.
***
Bununla da sınırlı değil… ABD, İsrail’e verdiği sınırsız destek yüzünden küresel güçler yarışında rakiplerine; mesela dramatik şekilde Çin’e de geniş bir alan açtı. İsrail ne kazanır bilinmez ama Amerika şimdiden küresel otorite sermayesinin büyük kısmını Gazze’de tüketerek kaybedenler listesinin başına adını yazdırdı.