Seçim kanunundaki değişiklik girişimi yürürken gözleri muhalefete; muhalefetin de en aktif grubu olan 6 partiye çevrilmişti. Cumhur ittifakının ciddi bir hamlesi var ve Millet ittifakının buna ne cevap vereceği merak konusudur. Hâlâ da merak konusu zira 6 partinin elinde kanun yapma imkanı olmadığı için, Meclis’teki hamleye siyasi karşılık vermekten başka seçenekleri bulunmuyor. Siyasi hamle demek de seçim ilan edilene kadar her gün değişebilecek denklemleri gözetmek, ona göre pozisyon almak demektir. Dolayısıyla karşı hamlenin çapını, hacmini ve gücünü görmek için seçim takvimini bekleyeceğiz.
Ancak, iktidarın seçim kanununu değiştirmekten maksadının, yeni partiler Gelecek, DEVA ile daha önce ittifakta yar alan Saadet ve DP’nin artık Millet ittifakından vazgeçmesi olduğu malum. Mesele milletvekilliği seçimi olduğuna göre ne Gelecek, DEVA, Saadet ve DP’nin CHP ile İYİ Parti’ye ne de bu iki partinin onlara faydası olmayacağına göre ittifak daha kurulmadan dağılabilir mi? Cumhur ittifakının seçim kanununu değiştirmekteki siyasi amacı budur.
Böyle bir şey olabilir mi peki? 6 partinin liderlerinin açıklamalarından anlaşılan o ki seçim kanunu hamlesi ittifakın kafasını karıştırmadı. Hatta bir anlamda motive bile etti. Bunu, altılı masanın şekillenmeye başlamasının iktidarı endişelendirdiği şeklinde okuyorlar. Muhalefet cephesi bir yandan milletvekili hesabı yaparken öte yandan asıl önemli olanın cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu düşünüyor. Bu hedefe de kilitlenmiş görünüyorlar. Seçim demek her şeyden önce cumhurbaşkanlığı sandığı demek…
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu seçim kanunu konusunda uzun süre sessiz kalmıştı. Önceki akşam, KARAR TV’de Taha Akyol ile Elif Çakır’ın sorularını cevaplandırdı ve özetle bu girişimin siyasi yaklaşımını değiştirmediğini anlattı. Şöyle dedi: “Türkiye’nin 6 partinin de içinde olduğu geniş tabanlı bir ittifak oluşturmaya ihtiyacı var. Bunu sayın Kılıçdaroğlu da Akşener de biliyor. Böyle bir beklenti var. Her türlü iş birliğini yaparız. Bu yaptığımız görüşmeler ittifaka katılım konuşmaları değil, bu krizden çıkmak için ortak neler yapmalıyız, bunu konuşuyoruz. Önümüzdeki günlerde bu daha da açıklığa kavuşacak.”
Davutoğlu, Gelecek Partisi’nin seçimlere kendi amblemiyle gireceğini de ilan etti. Bu sözlerinden, Millet ittifakı içinde olma fikrini dışlamayan ve ittifak gerçekleştiğinde de başka bir partinin listesinden değil kendi partisiyle seçime girmeyi planlayan bir yaklaşımı anlıyoruz. Son günlerde bu konuda bir hayli spekülasyon yapılıyordu, Davutoğlu bahsi kapatmış oldu.
Devamında da cumhurbaşkanı adayının yine altı lider tarafından belirleneceğini söyleyecek kadar ittifak fikrinin içinde bir yerden konuşuyor. Peki nasıl bir Cumhurbaşkanı?
Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı adayının nitelikleri ve çalışma prensiplerinde mutabık kalınmalı. Aday bu şekilde belirlenmeli. Birinci tercihim tek aday ama çok aday da dünyanın sonu değil. Seçimin olacağı dönem geldiğinde bakılır. Kimse anketler üzerinde plan yapmamalı. At yarışı gibi her ay yaşananlar atmosferi kirletiyor. 6 siyasi lider eşit olarak otururlar kararı verirler” diyor.
Aday belirleme süreci ve yöntemi meşakkatlidir ama bütün liderlerin adayın kimliğinden önce ortak prensibe öncelik vermeleri, seçim sonrasında ülkenin nasıl yönetileceğine odaklanmaları süreci kolaylaştırır. Davutoğlu da bu prensibe işaret ediyor: “Sağlam bir mekanizma ile bunu inşa ettikten sonra. Türkiye’nin yönetilebileceğini göstermemiz lazım.”