Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun rakibi Kurum olacak. Kurum, sadece aday olarak değil siyasi varlığı ve karizmasıyla da olmalı. Dünkü sunumda iki cümle dahi konuşmaması bu açıdan eksikliktir. Tam da İmamoğlu’nun her fırsatta gerçek rakibinin Erdoğan olduğunu söylediği veya ima ettiği ortamda ilk gün Kurum’dan kendini gösterme imkanının esirgenmesi yanlış oldu. Erdoğan sundu, Erdoğan adayları davet etti, Erdoğan hepsine sahnede yer gösterdi, Erdoğan seçmen için söz aldı… Başka kimse ön planda değildi! Böyle bir görüntüyü daha ilk günden vermek niye? Madem İstanbul Türkiye’nin özeti, madem şehirlerin şehri; İstanbul adayını adaylardan bir aday gibi takdim etmek ne kadar akıllıca?
Murat Kurum belki yıldız aday değil ve hatta bazılarına göre Ak Parti’nin en iyi seçeneği de sayılmaz ama uzun bir bürokrasi ve beş yıl bakanlık tecrübesinden geliyor. Bu hem avantajı. hem dezavantajı…. İnşaat konusundaki uzmanlığı avantaj ama bizzat Erdoğan’ın ifadesiyle betonlaşmayla İstanbul’a ihanet edilmiş olması bu şehrin seçmenini inşaata karşı antipatik hale getirmiş bulunuyor. Daha fazla beton vaadi İstanbul’da işe yaramaz… Bir yandan da deprem tehlikesi var ve bu konuda bir şeyler yapılması şart ama bu bahis de Kurum’un yumuşak karnıdır. Çünkü, O’nun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı döneminde depreme karşı rutin dışında bir şey yapılmadı ve geleceği senelerdir bilinmesine rağmen Maraş depreminin yıkımını hafifletmek için kentsel dönüşüm önlemi alınmadı. Tarihin en büyük felaketinin gelişi eli kolu bağlı izlendi. Düşünün bütün illerde deprem tatbikatı yapılıyordu ama Bakanlık 11 vilayetteki yüzbinlerce çürük binayı dönüştürmek için bir girişimde bulunmuyordu. Üstelik bu dönemde bir de imar affına imza atılıyordu.
Tablo böyleyken Murat Kurum deprem konusunu gündeme getirmemeye dikkat ederek başka projelere yönelirse daha iyi sonuç alır. Çünkü, İstanbul’u muhtemel bir depremden korumak iddiası inandırıcı olmayabilir. Ama yapacak çok şeyi var elbette…
Artılarına bakalım. Kurum’un projeci ve mühendis yaklaşımı kendisi için seçimde avantaj olabilir. Trafik sorunu için yeni bir yaklaşım üretebilir ki bu malum, İstanbul’un en büyük meselesidir. Veya çevre sorunları ve sosyal belediyecilik gibi alanlarda yeni fikirlerle İstanbul halkının dikkatini çekebilir. Ama depreme hazırlık veya daha fazla konuttan bahsetmek Maraş Depremi’nin ve o depreme karşı hazırlıksızlığını hatırlatmaktan başka sonuç doğurmaz.
Bütün bunlara karşı Kurum, 2019’da güçlü ve taze bir ittifak (CHP- İyi Parti- Saadet) ve HDP’nin aday koymadığı durumla kıyaslandığında çok daha şanslı. Bugün, İyi Parti ittifaktan ayrıldı ve HDP de çok muhtemel seçime ayrı adayla giriyor. Murat Kurum, matematik olarak yarışa önde başlıyor.
2019 seçim tecrübesinden hareketle Kurum’a kazanma tutkusunu göstermesi de tavsiye edilir. Binali Yıldırım’da bu yoktu ve zaten kazanamadı. Ama Yıldırım’ın partide rakibi yoktu, yani kimsenin sırasını almadı. Zaten doğal adaydı. Kurum ise, birçok önemli isim (Koca, Yerlikaya, Göksu, Turan gibi) kenarda tutularak aday gösterildi. Dolayısıyla siyasi sorumluluğu daha büyüktür. Kazanamazsa, sadece muazzam iktidar desteği ve muhalefetin dağılmış ittifakına rağmen kaybetmenin değil, diğer muhtemel adaylarla kıyaslanmanın sıkıntısını da yaşayacaktır.
31 Mart seçimi ve İstanbul yarışı hayırlı olsun. Ağır travmalar yaşayan demokrasimiz için dürüst, adil, temiz ve ahlaklı bir yarış olsun.