Genel olarak siyasal tabloda güçlü ve önemli belirsizlik noktaları vardır, gri alanların hakimiyeti bir hayli geniştir. İlk turda seçilmiş cumhurbaşkanıyla, sınırsız yetkili hükümet modelinde bu kadar belirsizliğin olması bizim demokrasi tecrübemiz açısından bile şaşırtıcıdır.
AK Parti’nin tek başına iktidar olduğu 15 yılı aşkın dönemde böyle bir muğlaklık yaşanmamıştı. Ahmet Davutoğlu’nun girdiği ilk seçimde (7 Haziran 2015) Meclis çoğunluğunun kaybolduğu ve sonra yeniden kazanıldığı (1 Kasım 2015) aralığında bile tablo belirsiz değildi. İyi kötü kurumlar işliyor ve yapılan/yapılmayan her şey siyasi sınırlar içinde cereyan ediyordu.
Eksik kalan kısmı da millet sandıkta tamamlamıştı. AK Parti öncesi koalisyonların başarısız çalıştığı oldu ama belirsizlik bu ölçüde değildi. Artış eğilimi görüldüğünde de zaten kaçınılmaz olarak seçime gidiliyordu.
Şimdi yaşadığımız ise, güçlü bir iktidar nezaretinde, özellikle ekonomi, sosyal gerilim, dış politika gibi alanlarda kriz halidir. Buna rağmen erken seçimden kaçınılması; seçimi uzak tutmak için art arda denenen maliyet artırıcı ekonomi politika girişimleri güvensizliği ve belirsizliği artırıyor. Başkanlık sisteminin neredeyse bütün makro rakamlarda ürettiği gerileme tablosuna ilaveten, aritmetik istikrar içinde siyasal istikrarsızlık halini böyle yaşıyoruz.
Buna karşı, bir ölçüde iktidara bağlı ama daha çok muhalefetin ağırkanlı iş tutma tarzından kaynaklanan belirsizliğin bir yüzü daha var. Muhalefet de bir belirsizlik kaynağıdır.
Kaba özetle, şöyle:
1- Millet ittifakının yapısı tamamlanmamıştır.
2- Cumhurbaşkanı adayı belirlenmemiştir.
3- Vaat ve vizyonu şekillenmemiştir.
Bu soruların cevabının verildiği Türkiye ile soruların cevapsız kaldığı Türkiye arasında ciddi bir fark olacağı aşikardır.
Şimdi bir adım atılıyor. Altı partinin liderinin bu akşam bir araya gelerek, parlamenter sisteme dönüş modelinin prensipleri üzerinde vardıkları mutabakatı ilan edecek olmaları belirsizlik iklimini gidermekte kayda değer bir aşama olacaktır. Şekli, içeriği, yol haritası belki yeniden tasarlanacaktır ama altı partinin bir ittifakta birleşmesi yolunda önemli bir eşiğin aşıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Hepsinden önemlisi, belirsiz siyasal tablonun muhalefet kanadında silüet ortaya çıkacaktır. Ardından, yukarıdaki üç maddenin ete kemiğe bürünmesi yönündeki geciken mesainin de hız kazanacağını söyleyebiliriz.
Altı parti… İdeolojik ve hatta genetik olarak karşı kamplarda gelişen partilerin bir ittifakta buluşması veya buluşma yoluna girmeleri siyasi tarihimiz açısından da kıymetlidir. CHP, İyi Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti…. Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal. Kulaklar, gözler bu partilerin ve liderlerin ittifakı fikrine alışmış olsa da normal şartlarda bir araya gelmeleri hiç kolay isimler değildir. O yüzden, gelinen nokta asla küçümsenemez.
Bu ortaklık zemini bir yönüyle, ülkede sürmekte olan tatsız gidişin boyutunu da göstermektedir.
İttifak süreci ne kadar hızlı tamamlanırsa, ülkenin yaşadığı belirsizlik de o kadar hızlı tasfiye edilebilir. İktidardan memnun olmayan veya kararsız kümesini çoğaltan kitleler için alternatif, söylenti ve tahminleri aşıp mücessem hale gelebilir. O aşama önemlidir… Anketler ve kamuoyu araştırmaları da ancak, muhalefet ittifakının ne olup ne olmayacağı belli olduktan sonra anlam ifade edecektir. En önemlisi ise, bugüne kadar tesiri olmayan erken seçim çağrıları artık inandırıcı bir ses tonuyla söylenecektir. Kendi içindeki problemleri çözememiş muhalefetle, bir şekilde bunları aşmış veya karar bağlamış muhalefet arasındaki fark, tahmin edilenden daha büyük olabilir. Bütün ölçümler ve hesaplar radikal şekilde değişebilir.