Her başlangıç, özellikle de yeni yıllar insan tabiatında heyecan yaratır. Kötü giden ne varsa değişecek, huzur ve iyilik gelecek duygusu en zayıf yerimizden sirayet eder. Daha iyi olacaktır, daha kolay olacaktır, daha huzurlu veya daha ne bekliyorsak…
Oysa talih ve kader için yeni yıl, eski yıl, ocak veya haziran farketmez… Hayatın tabiatı güne, aya, yıla göre değişmez. Bazen bir dakikada bambaşka hal alan hayatlar bazen senelerce yerinde sayar. Yeni yıl ne bir mucizedir, ne de kapıyı açıp bütün kolaylıklara yelken açmak zamanıdır. Dün, geçen yılın son gününden hiç farklı değildi.
Yine de umutsuzluğa kapılmayalım, iyi tarafından bakalım. Huzuru, güzelliği, başarıyı, zenginliği arayan için hergün bir yılbaşıdır. Ne zaman istersen başla… Madem ocak ayının ilk günü işe yaramadı, sonraki gün, sonraki ayın ilk günü yazın ortası yahut umutlar sonbahara kalmışsa o zaman başla.
Ülke için de böyle… Aradığımız şeyin bir sabah altın tepside önümüze gelmeyeceği tecrübeyle sabit değil mi? Öyle olsaydı geride kalan yıllar getirirdi o tepsiyi.
Adı, hukuk, adalet, güvenlik, kalite, liyakat, ehliyet, dürüstlük, empati, anlayış veya ahlak olsa da toplumun aradığı şey insanın aradığından farklı değildir; huzur!
Huzur yani; güven içinde yaşamak, saygı görmek, adaletten emin olmak, hakkını yedirmemek. Yahut, seviyesizliğe mahkum olmamak, kirli fikirler amtosferini teneffüse zorlanmamak. Yalana, çarpıtmaya, hamasete, slogana mağlup olmamak…
Takvimler birinci günden başladı diye yanlışların hiçbiri düzelmeyecektir. İyiliğin, ahlakın ve umudun takvimi varsa kötülüğün, yalanın ve çirkefliğin de takvimi vardır. Doğruluğun yılbaşı varsa yalanın da yılbaşı vardır. Ocak’ın başı adaletin olduğu kadar adaletsizliğin de günüdür…
Bir saat çalışırken öteki durmuyor, bir takvim ilerlerken diğeri beklemiyor ne yazık ki…
Daha iyi bir hayat istemek gibi daha huzurlu bir ülkede yaşamanın da bilinen tek yolu vardır o da bunu hak etmektir. Doğruyu bıkmadan tekrarlamak, iki kere ikinin dört ettiğini usanmadan tekrarlamak ve korkmadan fikir hürriyetine taraf olmak…
Takvim ilerledikçe umut örselenir ve zihin yorulur ama bu hale izin vermeden hakikati ayakta tutmaktan başka yol yoktur. Bakarsınız gün gelir yalan yorulur, gün gelir kalitesizlik havlu atar…
Bu ülke elindeki listeden herhangi bir meseleyi hallederse geri kalanların üstesinden zorlanmadan gelecektir. Bunu da kulağa küpe edelim.
Yeni yıl herkese huzur getirsin. Dün gelmediyse, yarın gelsin, olmadı gecikmeden gelsin de ne vakit isterse buyursun…