Aksine, Türkiye’nin adı o listede yazılıyken sanki böyle bir şey yokmuş gibi yabancı sermayeye yatırım çağrısı yapmaya devam ettiler. Türkiye’ye borçlanmada ağır maliyet yükleyen CDS puanı artarken bile, buna karşı önlem almak için parmak kımıldatmadılar. Sadece iktidar adamları değil, muhalefet de bu vahim duruma değinme ihtiyacı hissetmedi. Arada “çok önemli… tarihi!” bir seçim yaşandı ama kampanya döneminde gri listenin esamesi okunmadı.
Gri liste olayı kamuoyuna yansıtılmamasında gösterilen ustalıklı özen, medyanın aczi ve muhalefetin zayıf ilgisiyle bir bütün olarak; iletişim çağında mutlak iletişimsizliğin örneğidir.
Hiç gündemden düşmemesi gereken bir olay gündem dahi olmadan kayıplara karıştı. Ta ki, ağır ekonomik krizden çıkışın tek yolu olan yabancı sermaye ve yabancı yatırım gerçeğiyle yüzleşen yeni ekonomi yönetiminin listeyle yüzleşme zaruretine kadar. Şimdi, Şimşek o defteri açıyor ve yabancı sermaye hatırına da olsa Türkiye’yi kara para aklama ayıbıyla yaftalayan listeden çıkarmak için çaba sarfettiğini söylüyor. Türkiye, kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadelede yeterli güvenceye sahip olmadığı iddiasıyla itham edilerek o listeye yazılmıştı. Kasım 2021’deki açılamada o kadar ağır ifadeler var ki bunlar nasıl cevapsız bırakıldı, inanılmaz.
Peki, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından açıklanan listede hangi ülkelerle beraberiz? Pakistan, Suriye, Arnavutluk, Myanmar, Yemen, Güney Sudan, Uganda, Senegal, Burkina Faso, Zimbabve, Nikaragua, Filipinler, Kamboçya, Haiti, Cayman Adaları ve Barbados…
Bakan’ın dediğine göre FATF Türkiye’yi 40 maddenin 39’undan aklamış bulunuyor ve listeden çıkmaya çok yaklaşmış durumdayız. Şimşek, kara para ve terörizmin finansmanına karşı mücadeleyi kastederek, “Ülkemiz bu kapsamdaki çalışmalarını artırarak devam ettirmeye kararlıdır. Uygulamada sağlayacağımız etkinlik ile ülkemizi gri listeden çıkartmaya kararlıyız” diyor. Güze haber… Hatta, iki yıldır tek bir bakanın, tek bir yetkilinin çıkıp da “Ne demek kara para? Ne demek terörizmin finansmanına karşı zayıflık? Türkiye’ye bunları nasıl söylersiniz?” demediği, diyemediği ortamda çok güzel bir haber. Eğer bu, kendi söyleyip kendi dinleyen, kendi kendine propaganda yapan, hamasete boğulup dünyada olup bitenleri ve dünyadaki yerini komplo teorileriyle, “Bizi kıskanıyorlar”la geçiştiren bir ülke olmaktan çıkıp, gerçekle yüzleşmeye doğru bir gidişse daha da güzel bir haber.
Belki böylelikle, hukukta (116. sıra), yolsuzluk (101. sıra), basın özgürlüğü (149. sıra) ve bütün temel haklar listelerindeki birbirinden berbat rakamlardan kurtulmak için yerimizden doğruluruz. Sadece gri listeden değil bu alanlarda başımıza öne eğdiren kara listelerden de çıkmak için, yıllardır ihmal ettiğimiz çabayı gösteririz.
Buna mecburuz da. Çünkü bütün listeler birbirlerine bileşik kaplarla bağlıdır. Hepsinden birden çıkmak için kararlılık gerekiyor. Güvenilir ve gelişebilir bir ülke olmamın yolu, kara para listesiyle birlikte bütün kötü listelerden çıkmaktan geçiyor. Yani, hukuka riayet eden, şeffaflıktan kaçınmayan, temel haklara saygı gösteren ve ifade hürriyetiyle derdi olmayan bir ülke olmaktan.