Gazze anlaşması... Geç de olsa insanlığın zaferi

Mustafa Karaalioğlu

Eğer son dakikada bir aksilik çıkmazsa Gazze’de bir yıl aşkın süredir devam eden eden katliamların sonu gelecek. Mısır, Katar ve ABD’nin girişimleri ve garantörlüğüyle -ayrıca Birleşmiş Milletler de- yeni bir dönemin kapısı açıldı. Yeni dönemden kasıt, savunmasız Gazze halkının karşı karşıya bulunduğu tek taraflı ve insanlık dışı saldırıların sonlanmasıdır. Anlaşmayla, 47 bini aşkın çocuk, kadın ve sivilin katledildiği, Gazze’nin yerle bir edildiği benzersiz saldırılar bitecek.

İsrail katliamlarının Netanyahu ile birlikte eş sorumlusu olan ABD Başkanı Biden ile Salı günü koltuğa oturacak yeni Başkan Trump’ın anlaşma için baskı yapmalarının bu süreçte rolü büyüktür. Aynı zamanda, en başından beri hamaset yerine diplomasiyi kullanarak Gazze’yi gündeminden hiç çıkarmayan Katar’ın ve doğal olarak Mısır’ın katkıları da son derece değerlidir. Filistin halkının sahipsiz olmadığı ve kaderine terk edilmediği görüldü. Gazze’yi kana susamış ve kural tanımayan bir rejimin elinden almak için geç kalınsa da bu nihayet başarıldı. Her şey yolunda giderse, masadaki metin Gazze’ye barışı getirecek vaatler içeriyor.

Elbette taraflardan birisi İsrail olunca ve İsrail’in kendisini anlaşmalarla bağlı hissetmediği tecrübesi ortadayken endişeler bitmeyecek. Ancak ateşkese ve ateşkesi kalıcı hale getirecek bir anlaşmaya en çok Gazze halkının ihtiyacı bulunduğu için, bunu denemekten başta mantıklı yol bulunmuyor. Nitekim taraflar masada olmasına rağmen son ana kadar katliamın devam etmesi de bunu gösteriyor. Bir halk orantısız saldırı altındaysa ve savunmasızsa en iyi çözüm anlaşmaktır.

Anlaşma sadece bir ateşkes değil, ötesini de planlıyor.

Esirler takas edilecek; takas edilen Filistinlilerin İsrail tarafından yeniden bir bahaneyle tutuklanmaması için gerekli prosedür oluşturulacak. 19 yaş altı bütün Filistinli kadın ve çocuklar serbest bırakılacak. İlk etapta 60 bin geçici ev yapılarak Gazze süratle onarılacak, İsrail askerleri belli sınırlara çekilerek insanlar evlerine geri dönecek. Zarar görenlere -ki bütün Gazzeliler zarar gördü- tazminat ödenecek. Bütün altyapı hatları dahil, hastaneler, okullar hızla inşa edilerek hayatın normale dönmesi sağlanacak. Bütün inşa faaliyetleri ise 3 ila 5 yıl içinde tamamlanacak.

İsrail’i bu noktaya getiren sadece ABD baskısı olmadı. Onları masaya oturtan, ABD ve Avrupa şehirlerinde ilk günden beri İsrail’i protesto eden, bıkmadan usanmadan sokakları dolduran insanlık vicdanı oldu. Küresel tepki, İsrail’in özenle korumaya çalıştığı mağdur imajını yerle bir ederek bu ülkenin yönetimini soykırımcı olarak sanık sandalyesine oturtmayı başardı. Birçok ülkenin halkı, sivil toplum örgütleri, üniversiteleri ve hatta diplomatları Gazze sınavından alınlarının akıyla çıktı. Buna Türkiye’de de her şeyi göze alarak İsrail’i proteste etmekten asla geri durmayan cesur insanlar da dahildir. Böylelikle; yani insanlığın ortak tavrı sayesinde, İsrail nihai amacına ulaşamadan anlaşmaya mecbur edildi ve Gazze halkının hiç olmazsa nefes almasının yolu açıldı. İsrail yine bir bahane üretmezse bu anlaşmayla insanlık da rahat bir nefes alacaktır.

Anlaşma yürürlüğe girdiğinde elbette her şey hallolmayacak ve elbette Filistin üzerindeki İsrail tehdidi bitmeyecek ama “en kötüsü” geride kalmış olacaktır. Şu anda Gazze’nin de Gazze’yle dayanışma içinde olan dünyanın da en çok buna ihtiyacı vardır.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (35)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.