Bir yanda irili ufaklı/yerli yabancı çete ve örgütlere karşı operasyonlar, öte yanda son günlerde hem magazin hem de para hırsı boyutuyla son derece sansasyonel vakalar çok şeyi söylüyor. En başta da yozlaşmış, değersizleşmiş ve bencilleşmiş bir toplumun dramatik tezahürlerini… Hem de ne dramatik! Bugün yakından gözlemlediğimiz için her biri merak uyandıran vakalar olsa da uzaktan bakıldığında ve hele bir zaman geldiğinde şimdi yaşadığımız zamanlar berbat bir dönemin resmi olarak anılacak.
Kural tanımaz, para hırsı ve gösteriş delisi insanlar… Olup bitenleri seyreden ve seyrederken kendisini kolay paraya yaklaştırmak hevesiyle tutuşan başkaları. Görünürde manzaradan tiksinen ama gerçek hisleri konusunda şüphe uyandıran ve gerçek sayısını bilemediğimiz kalabalıklar. Kural tanımadan, gücü, kudreti, parayı ve gösterişi arzulayanların kendilerinde bu hakkı nasıl görebildiklerini bilemediğimiz gibi…
Ama neyi biliyoruz?
Yolsuzluk, yozlaşma ve cehalet bir piramit gibidir; bunu biliyoruz. Bir alt kattaki üstündekini görmezden gelir, onaylar ve bulduğu ilk fırsatta oraya çıkma fırsatını kollar. Her kattaki üsttekinin zemindir. En altta mesela, pazarda faturasız mal satarak para kazanan, üstündekinin belediyedeki işlerini ustalıkla yürütmesine göz yumar. O da üstündekinin iyi bir koltuk kapmak için yaptıklarına, O bir üstündekinin yargıdaki numaralarına, yargıda numara çekmeyi bilenler çetelerin oyunlarına, çeteler de ihale yolsuzluklarına göz yumar. Büyüyerek yukarı doğru gider. Gittikçe disiplin, güç ve para artar…
Yozlaşmış ve içten içe çürüyen, değerlerini kaybeden ve daha önemlisi değerleri önemsizleştiren toplumlar gözlerinin önünde büyüyen, yükselen ve genişleyen piramidi fark edemezler. Bir başkasının hakkına, hukukuna, parasına, özgürlüğüne ve fikrine saygıyı önemsemeyen kalabalıklar; hakkın hukukun olmadığı yapıyı yaratır; sonra da en alt sıradan içine girmenin yoluna bakarlar. En kolay yoldan para kazanmak, en kısa sürede yükselmek, en hızlı şöhret olmak ve gerçekte hiç önemi olmadığı halde en önemli olmak ancak orada mümkündür. En güçlü dayanışma ruhu oradadır çünkü, beklemeden ve çaba göstermeden hemen sonuç verir. Bir katta yılda yüzde 250 faiz alabilirsin, öteki katta hep en karlı ihaleleri alırsın. Bir başka katta hak etmeden koltuk sahibi olursun ve üst katlarda bir yerlerde ise sadece sadakatle yarın kim bilir neler olursun? Neye ihtiyacın varsa o… Yeter ki piramidin usulüne uygun davranmayı bil.
Kötülük piramidi, kirli ve kirlenmeye istekli insanların birbirine verdiği omuzla yükselir.
Şimdi isimleri dolandırılanlar arasında geçenler de o piramidin bir katında sefa sürüyordu. Ya da sürdükleri sefayı ekranlardan boca eden diğerleri… Veya öte yanda bir çete operasyonunda yakalananlar. Mutlu, hırslı ve kanunsuz hayatları sürüp giderken birdenbire piramidin dışına yuvarlandılar. Onlar artık bir üst kata çıkma imkanı olmayan, gücünün sınırına gelenlerdi. Şimdi yerlerini epeydir sıranın kendisine gelmesini bekleyen başkaları alacak. Çünkü piramit orada sapasağlam ayakta duruyor. Duruyor çünkü, bugün ayıplanan şey haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik ve haksız kazanç değil bunu usulünce becerememektir. Piramit böyle beceriksizlikleri kaldırmaz, yüzüne gözüne bulaştıranı dışarı atar. Ve düne kadar, “uyanık ve akıllı” namıyla çalım satarak dolaşanlara “saf, geri zekalı, aymaz, enayi” yaftasını yapıştırır. Yüksek katlardan atılanın yediği dayak da böyle ağır olur…