Bütün büyük krizlerde dile getirilen ve son aylardaki İsrail katliamlarından sonra özellikle İslam dünyasında neredeyse ortak cümle haline gelen “BM bir işe yaramıyor” tezi üzerinde duralım biraz. Dolaylı olarak, ilgili bütün ülkeler düşeni yapmış da sadece Birleşmiş Milletler yapmamış veya yapamamış iddiasını da içeren bu yaklaşımı ezberden kabul etmek ne kadar gerçekçidir? Eğer öyleyse, neden aynı zamanda İsrail savaş kabinesi de BM’yi hedef almaktadır?
Sadece İslam dünyasından çeşitli sesler değil, bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan da sık sık bu görüşü dile getiriyor. Son olarak birkaç gün önce yine aynı görüşleri tekrarladı ve şöyle dedi: “Ey Birleşmiş Milletler sen işe yararsın? Bırakınız soykırımı durdurmayı, BM kendi yardım çalışanlarını korumayı bile beceremedi. Gazze’de insanlık değil BM de ruhuyla birlikte ölmüştür…”
BM geçmişte onlarca karar aldı, bugün de onlarca kez, hem ateşkes çağrısı yaptı hem de İsrail’in çekilmesi için girişimde bulundu ama İsrail’i durduramadı, doğru. Bütün bunları İsrail’e kesin ve net bir karşıtlık tutumu taşımasına rağmen başaramadı. Neden? Açık ki İsrail’de bir adım atılabilmesi için ABD’nin ya ikna edilmesi ya da bileğinin bükülmesi lazım. BM yönetimi veya Genel Sekreter istese de bunu yapamaz. Tek bir vetonun bütün süreçleri durduğu sistemde veto hakkına sahip beş (ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere) ülkeden de böyle sonuç çıkmaz.
Bununla birlikte BM yönetimi/bürokrasisi İsrail’e karşı uluslararası alanda en net karşı tutumu alan diplomatik güç oldu. Genel Sekreter Antonio Guterres, tehdit, hakaret, istifa baskılarına rağmen ve Hamas destekçisi olarak suçlanmayı göze alarak; kimse ne yapacağına tam karar verememişken 7 Ekim’den iki hafta sonra İsrail’in yaptığına terör diyecek kadar insani tavır koyma cesaretini gösterdi. O sayede küresel vicdan ayağa kalktı ve bugün, bütün batı başkentlerinde insanlar sokaklara dökülerek ülkelerinin politikalarına karşı amansız bir tepki gösterebildiler. İsrail’e en büyük zararı da BM Genel Sekreteri ve çeşitli BM yöneticilerinin tutumuyla, bu protesto hareketi verdi. Yani, “BM ruhu” ölmek şöyle dursun insanlık ruhuna ilham verdi. Unutmayalım, bunlar olurken ve sonrasında 7 ay boyunca biz İsrail’le ticarete devam ediyorduk.
Erdoğan konuşmasında “BM kendi yardım çalışanlarını bile koruyamadı” demektedir. Bu cümle aynı zamanda BM’nin Gazze için yardım faaliyetlerinin varlığını kabul demektir ve evet 8 aydır bölgede 200’e yakın BM görevlisi sadece mazlum ve yalnız Filistinlilere, yemek, su, ilaç ve çeşitli yardımları götürürken hayatını kaybetmiştir. Bu insanların çoğu kendi dinlerinden, milletlerinden, kültürlerinden olmayan bir halk için ölümüne insanlık hizmeti veriyor. BM’ye “Sen ne işe yararsın?” demek biraz insafsızlık olmuyor mu? BM ve bağlı kuruluşları uluslararası hukuk gereği “dokunulmaz” olduğu için çalışanları silah taşımadan çalışıyor ve bu durumda BM’nin kendi çalışanlarını korumak için yapacağı tek şey; güvenlik riskini bahane ederek “kendi çalışanlarını korumak için” yardım faaliyetlerini son vermesidir! Bunu mu istiyoruz? Kimsenin yüzüne bakmadığı Filistin halkına canları pahasına yardım eden bu insanlara teşekkür etmek yerine, verdiğimiz mesaj bu mudur?
Ayrıca, biz BM’nin çalışmalarını küçümserken İsrail hiç de öyle düşünmüyor. Tam da Erdoğan’ın BM’ye yüklendiği gün, parlamentosundan bir karar çıkararak BM’nin, 75 yıldır (1949’dan beri) sadece ve sadece Filistin halkı için hizmet veren kuruluşu UNRWA’nın dokunulmazlık ve ayrıcalıklarının kaldırılmasını onayladı. Yani, UNRWA’ya saldırmayı, çalışanlarını öldürmeyi ve onların Gazze halkına yardımlarını şiddet yoluyla engellemeyi kendine hak ilan etti. Türkiye dahil, “BM nasıl olsa hiçbir işe yaramıyor” diye düşünen İslam dünyasından tek bir ses bile çıkmadı. UNRWA demek sadece yardım demek değil, aynı zamanda 75 yıla varan bir sürede İsrail tarafından mülteci ve sürgün durumuna düşürülen veya katledilen Filistinlilerin kayıtlarını tutan bir kuruluşun adıdır. Yani, İsrail’i tarih önünde katliamcı, soykırımcı ve hukuk tanımaz bir ülke olarak belgeleyen bir faaliyeti kesintisiz şekilde yapmaktadır. Böylelikle, dünyanın bir kesimi hamaset üretip slogan atarken onlar İsrail7in canını yakmaktadır. Böyle olduğu için de iki ay kadar önce başta ABD olmak üzere İsrail destekçisi ülkeler, Netenyahu’nun isteği üzerine UNRWA’ya verdikleri zaten sınırlı olan desteği kestiler. Tek bir İslam ülkesi buna karşılık ne ilave destek açıkladı ne de yeni bir donörler toplantısı düzenlemeyi aklından geçirdi. Bu arada ekleyelim, topu topu 500 milyon Dolar’dan bahsediyoruz.
Evet savaşı durduramadılar, ABD yönetimini yenemediler! ama BM olmasaydı İsrail bugün küresel vicdanda yargılanmamış olacaktı, Gazze halkına hiçbir yardım ulaşamayacaktı ve belki de UCM’de İsrail’i “soykırım” suçuyla sanık sandalyesine oturtan dava bu kadar güçlü olamayacaktı.