Erdoğan neden çay dağıttı?

Mustafa Karaalioğlu

Yaz mevsimi ormanlar için riskli zamanlardır. Türkiye ve birçok ülke bunu defalarca yaşadı, halen de bizimle birlikte ormanları yanmakta olan başka ülkeler vardır. Riskli aylar bellidir ve tabiatıyla bu riskle mücadele etmenin yolları da bilinir. Başarı ölçüsü orman yangınının en kısa sürede, en az kayıpla önlenebilmesidir.

Türkiye’nin sorunu da apaçık budur. Yüksek yangın riskine ve bu konuda tecrübe sahibi olunmasına rağmen mücadeledeki başarısızlık ülke için büyük hayal kırıklığı olmuştur. Koskoca ülke, bir yandan çaresizce yangınları izlerken öte taraftan hükümetin tedbir almaktaki yetersizliğini, olayın ciddiyetine uygun davranmak yerine siyasi mesajlara odaklanmasını ve insan gücüyle fedakârca sürdürülen mücadelenin teknik altyapıyla desteklenmediği gerçeğini izliyor. İnsanlar, bu kadar yakın bir tehlikeyi önleme bahsinde böylesine yetersiz kalınmasına tahammül edemiyor. Başarısız bir sınav veriyoruz ve sadece itibar değil, insanlarımızı da kaybediyoruz. Ormanlarımızı ve o ormanlarda yaşayan hayvan varlığımızı koruyamıyor ve onları alevlere teslim ediyoruz.

***
Göz göre göre gelen ve bu iklim şartlarında her yıl gelme ihtimali çok yüksek olan bir felakete karşı Türkiye gibi bir ülkenin sınavı böyle olamaz. Her yıl giderek daha kötü performans, her yıl daha çok orman ve doğal hayat kaybı ortadayken hiçbir vicdan ve akıl buna kayıtsız kalamaz. Öfke ve hayal kırıklığı kaçınılmaz olur.

Atılan her adımda, yapılan her açıklamada hükümetin sorunu erken dönemde çözme kabiliyet şöyle dursun, koordinasyonu kaybettiği görüldü. Böyle olunca da gelsin komplo teorisi, gitsin muhalefet…

Ortam bu kadar tatsız ve moraller bozukken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yangın bölgesine ziyareti de başka tartışmalara yol açtı. En başta da otobüs üzerinden insanlara çay atma sahnesi ki bu Erdoğan’ın afet veya felaket bölgesi ayırmaksızın sürekli tekrarladığı bir iştir. Seçim mitinglerinde başlayan bu adet gayet tabii ki yanlıştır. Asla savunulamaz ve acilen terkedilmesi hayırlı olacaktır. Geçim sıkıntısı çeken insanları çay paketleri için yarıştırmak yakışıksızdır.

Gelin görün ki normal zamanlarda zaten problemli olan bu sahnenin daha dramatik bir perdesini izledik.

Orman yangınları ülkenin yüreğini de yakarken Erdoğan’ın kendisini dinlemeye gelenleri hiçbir şey olmamış gibi tekrar tekrar çay atması yangınla mücadeledeki başarısızlığın finali olmuştur. Cumhurbaşkanı, lisan-ı hal ile elden gelen budur, demiştir. Yapacak bir şey yok, hiç olmazsa çayınızı alın!

***

İlk günden beri hükümete yönelik, ihmal ve beceriksizlik gibi eleştiriler ancak böyle onaylanabilirdi. Seçim mitingleri için bile yanlış olan bir görüntünün, herşey normalmiş ve felaket yaşanmıyormuş gibi yangın bölgesinde tekrarlanması başka söze ihtiyaç duyurmaz. Bozuk moraller daha çok bozuldu.

Toplumlar canlarını yakan felaketler yaşayabilir. Acılı zamanlarımız olabilir. Doğal afetler ülkeyi çaresiz bırakabilir. Nitekim şimdi de böyle bir dönemden geçiyoruz. Ama böyle zamanlarda bilhassa liderlerin toplumla ilişkileri çaresizliği derinleştirecek sembollerle sergilenmemelidir. İlk günden beri hem mücadelesi hem de iletişimi başarısız giden bir süreçte tabloyu daha dramatikleştirmenin mantığı yoktur.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (226)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.