İslam dünyasının hazin ve içler acısı durumuna bakar mısınız? İsrail polisi Mescid-i Aksa’yı kuşatmış, namazı sınırlamış, kimseyi de umursamıyor. Mesele de gele gele “Olanlar oldu bari kapıda dedektör kullanılmasın” noktasına kadar gerilemiş.
Bilmem olup bitenleri ve hamaset rüzgarlarının arkasında yaşananları takip eden var mı? İsrail polisi, 14 Temmuz’da Mescid-i Aksa’da yaşanan ve 2 polisin de öldüğü olayda 3 Filistinliyi katletti. Ardından da güvenlik gerekçesiyle Mescid-i Aksa’yı ibadete kapatan İsrail, bilahare Harem-i Şerif’in iki kapısını Pazar günü açtı ama kapılara metal arama dedektörleri yerleştirdi.
Aylardır, yıllardır Filistinlilere ait mahallelerde yeni yerleşim alanları açarak Kudüs’ü Müslümanlardan neredeyse temizlemek üzere olan İsrail bu hadiseyi muazzam bir perde haline getirmeyi başardı. İsrail yönetiminin kurduğu siteler ve mahallelerle alanları iyice biten Müslümanları gerçek dramı on güç içinde bir metal dedektörüne bağlandı.
Dedektör kullanılmasın da başka ne olursa olsun! Yeni yerleşim birimi açmak mı, Gazze’ye saldırı mı ya da ambargo mu? Önemli değil, yeter ki dedektör olmasın…
Derken müjdeli haber geldi! “Galiba”, “büyük ihtimalle”, “inşallah doğrudur”, kapıda artık dedektör kullanılmayacakmış. Haberi de önce, eski Mescid-i Aksa müftüsünden öğreniyoruz. İsrail yönetimi lütfedip açıklamıyor bile. Derken onlar da açıkladı. Güvenlik kabinesi artık dedektör kullanılmayacağını duyurdu.
***
İşte bu acınası durum İslam dünyasının diplomatik zaferi gibi takdim edildi… “Netenyahu’dan U dönüşü” diyen mi yok, “İsrail geri adım attı” diye sevinen mi? Adamı işte böyle yaparız! Kimse bize karşı dedektör kullanamaz…
Dedektör kalkmış ama yerine ileri teknoloji ürün yeni önlemler kullanılacakmış. Bu teknoloji hayata geçirilene kadar da çok sayıda polis Kudüs’e konuşlandırılacakmış. Ayrıca da Mescid-i Aksa’ya yapılan ziyaretlerin güvenliğini sağlamak için “zaruri” adımlar atılmaya devam edilecekmiş. 6 ayda tamamlanacak bu işler için hükümet 100 milyon Şekel (28 milyon dolar) kaynak ayırmış.
Hasılı, Mescid-i Aksa’nın her tarafı koskoca bir dedektör oluyor. Bir sonraki adımda ziyaret için kontenjan ilan edilirse şaşırmayalım… Zaten şaşırmış, pusulasını kaybetmiş, hamasetin şehvetine boğulmuş ve en nihayet günlük siyaset aşkıyla ortak meselelerin herhangi birinde sahici kaygı taşımayan bir dünyanın fertleriyiz.
Bir dedektörle oradan oraya savrulan bir dünyayı kim ciddiye alır? Bırakın başkalarını, kendi halkları bu ülkelerin idarelerine nasıl saygı duyar?
Her İsrail krizinde, her saldırıda ve her mesafe alışında İslam Dünyası’na sorumluluklarını hatırlatmak artık anlamlı bir çağrı bile değildir. Böyle bir dünya olsa İsrail zaten yapmakta olduğu şeyleri yapmaz, elindekiyle yetinirdi. Şikayet ettiğimiz ataleti, samimiyetsizliği ve bilhassa da beceriksizliği herkes gibi İsrail hükümetlerinin de malumu. İslam dünyası diplomaside ve ekonomide rol alamadığı müddetçe bu düzenin değişmeyeceği de belli.
Neticede bugün olduğu gibi bir dedektör bile işlerine yarıyor.
Kalesi ardına kadar açılmış, gole müdahale etme mecali dahi kalmamış bir dünya için dedektör kullanmaya ne gerek var?