Meş’um darbe teşebbüsü gecesi köprüden geçtikten sonra FETÖ’cü askerlerin giriş çıkışları tuttuğu haberini almıştık. Almıştık ama yine de bunun bir askeri müdahale habercisi olduğuna inanmak için beklemek gerekecekti. En geç bir saat sonra uğursuz teşebbüsü anladık ve önce KARAR gazetesi hem darbenin adresi FETÖ’yü hem de “Bu millet sizi boğar” başlığıyla darbeye direnişi ilan etti. İnternet sitemizden ve sosyal medya hesaplarımızdan art arda sokağa çıkma ve demokrasiye bağlılık çağrıları yapmaya devam ettik. Darbe püskürtülene ve demokrasi kazanana kadar...
***
O gece Altunizade-Beylerbeyi-Çengelköy arasında darbenin geliş ve gidişini görenlerdenim. Uçak uğultuları, kurşun sesleri. Keşmekeş olmuş yollar. Tankların ezdiği arabalar. Aralıksız telefon konuşmaları...
Sonra... Gece yarısından sonra Çengelköy’e doğru gitmeye çalışırken gençler çevirdiler. “Sakın gitme Mustafa abi. Şimdi orada kimse kalmadı. Bekliyoruz. Asker sağlı sollu geçene sıkıyor” dediler. Saat sabaha karşı 2 mi 3 müydü, hala bilmiyorum. Yol barikatlarla kapanmıştı zaten, gitmek ne mümkün? İyi ama kara haberler bir bir gelip yürekleri delerken gitmemek mümkün mü? Mustafa’nın haberini almıştık. Erol’un ve Abdullah Tayyip’in de… Nasıl acı anlatılmaz. Nitekim, hala da anlatılamıyor…
Muhtemelen silahlar en son Çengelköy’de sustu. İhanet güruhunun acınası gösterisi Sabah 7’ye kadar devam etti; en son da boşluğa sıkıp durdular, sonra cephaneleri gibi bittiler.
Önceki akşam; tam bir yıl sonra o yollardan bir daha yürüdüm. Kalabalığı yara yara Çengelköy’den köprünün üzerine kadar ulaştım. Zafer kazanan bir milletin yürüyüşü kadar güzel bir şey olmasa gerek. Böyle bir duyguyu yaşayabilmek de bu ülkenin insanlarına nasip oldu.
Hemen herkesin 15 Temmuz’a dair bir öyküsünün olduğu muazzam bir kalabalık vardı. Biz giderken binlerce insan köprüye çıkmaktan umudunu kesmiş geri dönüyordu. Öylesine bir insan seli…
İnsanlar, 15 Temmuz’u kazanmanın ve demokrasiyi kurtarmanın gururunu yaşıyor. Gözlerde, “Biz başardık. Evet biz başardık” diyen bir bakışın izleri var. Öyle bir başarı ki tarihimizde ilk defa oluyor. Dahası o bedel bir daha böyle bir sahne yaşanmasın diye ödenmişti.
***
Gururlu ama mütevazı… Çünkü insanlar kanları ve canlarıyla kazanılmış bir zaferin gururunu yaşıyor ama bununla böbürlenmeyi akıllarından bile geçirmiyor. Onlarcasıyla konuştum, sohbet ettim. 15 Temmuz’un en iyi ve en mantıklı analizi emin olun sokakta. Yaşayanlardan daha iyisini kim bilebilir ki zaten! Böylesine muazzam bir zafere rağmen sükunet ve soğukkanlılıktan başka bir şey görmedim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük tezahüratla geldi ve her zamanki gibi kitleleri heyecanlandıran bir konuşma yaptı. Yaşananları bir daha anlattı ve bundan sonra yapılacakları. Erdoğan, Şehitler Makamı’nı açıp Ankara’nın yolunu tutarken cumartesi gecesinin sıradan insanları aynı gönül huzuruyla evlerine doğru yürümeye başladılar. Hiçbirinin adını bilmiyoruz; bilemeyeceğiz de. Varsın öyle olsun… Ama görkemli bir zaferin tarih önünde yürüyüşü bu kadar zarif olabilirdi.