Parlamento üyelerimizi ve Cumhurbaşkanımızı seçerek demokrasinin bir rutinini daha –epeyce gürültü patırtıyla da olsa- tamamladık. Vatana millete hayırlı olsun.
Bu köşede şimdiye kadar 400 civarında yazı yazdım, hiçbiri politik değildi; daha doğrusu politik bir amaçla yazılmış değildi. Gerçi birçok yazının –konunun tabiatı gereği- politika ile ilgisi vardı. Elbette politika her sosyal konuyla ilgili olduğu için ele aldığınız konunun onunla alakasının olmaması neredeyse imkânsızdır. Ama ortalama aklı olan iyi niyetli her okuyucu, yazarın dilinden, üslubundan yazısının politik bir amaçla yazılıp yazılmadığını anlar.
***
Seçimlerden önce politik yazı yazmaktan özellikle kaçındım. Birkaç sebebi var:
1. Kendi hesabıma, hem uzun yıllar din hizmetlerinde bulunmuş hem de ülkemizde uygulanan resmî ders programıyla İslâmî bir öğretim veren ilâhiyat kurumunda hocalık yapmış ve yapan biri olarak, siyasal yazılar yazmamın doğru olmayacağını düşünüyorum. Zira –ne kadar tarafsız yazsanız da- doğrudan politik yazılar, bazı siyasi kişiler ve kurumlarla onları izleyen toplum kesimleri tarafından sübjektif ve önyargılarla okunacaktır. Bu da toplum kesimlerince ortak bir değer olarak görülmesi gereken din hizmetlerine ve bu hizmeti yürütenlere, hatta giderek bizzat din kurumuna duyulması gereken saygıyı aşındıracaktır. Bu konuda bizim camianın iyi bir sınav verdiği kanaatinde değilim.
2. Siyaset alanında yazmayışımın bir sebebi de ülkemizde siyaset dilinin hayli kirlenmiş olmasıdır. Elbette doğrudan siyasetin içinde oldukları veya siyasi yazılar yazdıkları halde temiz dil kullananlar, temiz siyaset yapanlar var. Ama korkarım ki böylelerinin oranı, olması gerektiği kadar yüksek değildir.
3. Yazılarımda günlük politik konulara girmeyişimin üçüncü bir sebebi olarak şunu söyleyebilirim: Günlük siyasetle ilgili bir konu güncelliğini yitirince o konuda yazılanlar da önemini büyük ölçüde yitiriyor. Halbuki politik olmayan bilgi ve kültür yazıları daha öğretici ve daha kalıcı olabiliyor. Ama son yüzyıldaki radikal siyasi ideolojiler ve zaman zaman zulüm derecesine varan uygulamalar ülkemizde aklıyla davranmaktan ziyade hisleriyle davranan geniş bir kitle oluşturdu. Bu yüzden de toplumumuzda böylesi öğretici yazılar –ne yazık ki- çok fazla ilgi görmüyor.
4. Doğrudan politik konularda yazmaktan sakınmamın en önemli sebebi sanırım şudur: İlke olarak, politik alanda meslekten siyaset bilimciler ve yazarlar kadar donanımlı olmayanların doğrudan siyasi yazılar yazmaktan uzak durmaları en azından ahlâkî bir sorumluluktur. Herkes her konuda uzmanlık düzeyinde bilgi ve birikim sahibi olamaz. Onun için binlerce yıldan beri genellikle bilim ve fikir insanları, herkesin en iyi bildiği alanda konuşması, yazması, uğraşması gerektiğini söylemişlerdir.
***
Bir toplumda her konuda ama özellikle siyasette “ağzı olan konuşuyor” ise bu iyiye alamet değildir. Hele bazı aidiyetleri adeta Câhiliye Araplarındaki kabileci asabiyete ve çatışmaya döndürmüş, masum kimlik farklarını adalet ve hakkaniyetin üstünde tutacak kadar saplantı haline getirmiş kesimlerin siyasetle ilgili gelişmeleri burnundan soluyarak konuşmaları yahut izlemeleri, o toplumda siyasete ilginin hastalıklı olduğunun açık kanıtıdır. Bu ruh halinin yaygınlaşmasının siyaset kurumuna yapacağı hiçbir olumlu katkı yoktur. Ayrıca bu yaygınlaşma, –söylenenin tersine- “Halkımızın siyasete ilgisi çok yüksek” diyerek övüneceğimiz bir durum da değildir.
Öyle zannediyorum ki, bir toplumda siyasetin kalitesinin övünmeyi hak edecek şekilde yükselmesi, herkesin en iyi bildiği alan ne ise o alanda konuşmasına, yazmasına ve siyasete o alandan katkı sağlamasına bağlıdır. Toplumsal siyasi düşünce ve uygulamalar ancak bu sayede her alanda bereketli ve başarılı sonuçlar üretir. Bunu yapan insanların sayısını ne kadar çoğaltırsak, “Halkımızın siyasete ilgisi çok yüksek” gibi sözlerle övünmekte o kadar haklı oluruz; tabii hâlâ halkımızın siyasete ilgisi yüksek kalırsa… Çünkü hem demokrasi seviyesi bizden daha yüksek hem de sorunları bizden daha az olan ülkelerde “halkın siyasete ilgisi” öyle yüksek falan değil; herkes işine bakıyor.