Kur’an boşluğa sesleniş değil

Mustafa Çağrıcı

Allah’ın 14 asır önce gönderdiği Kur’an ve din ne ise odur; bunlarda değişiklik, eksiltme-artırma yapılamaz. Kur’an ne dediğini açık seçik demiştir; manaları o yana bu yana çekilemez. Böyle operasyonlar Kur’an’ı Allah’ın Resûlüne gönderdiği Kur’an olmaktan, dini İslam dini olmaktan çıkarır.

Ama Kur’an boşluğa seslenmemiştir. Onun hitap ettiği bir insan topluluğu ve o topluluğun yaşadığı somut gerçeklikler vardı. Mesela putperestlik denilen inanç sapması vardı. Bu inancın da beslediği kabilecilik üzerinden derin ayrışmalar, çatışmalar, sürüp giden kan davaları, haksız kazançlar, yağmalar, talanlar vardı. Vahşi bir zengin-yoksul ayırımı, yoksul ve arkasız kesimlere karşı dehşetli bir ilgisizlik ve sorumsuzluk vardı. Sefalet ve çaresizlik vardı. Daha birçok insan, toplum ve ahlak sorunları vardı ve bunları hafifletecek devlet, hukuk, eğitim gibi kurumlar yoktu.

Doğal olarak Sahabe ve sonraki Müslüman nesiller, Kur’an’ın öğretisini kendi çağlarının anılan gerçekleri, şartları, sorunları, ihtiyaçları çerçevesinde anlamaya, bu anladıklarından bir din ve dünya tasavvuru oluşturmaya çalıştılar. Bu çabalarında doğru yaptıkları oldu, yanlış yaptıkları oldu. Müslümanlar Kur’an’ı doğru anlayıp buradan bir din ve dünya tasavvuruna ulaştıkları zamanlarda gelişip güçlendiler, yüksek uygarlıklar kurdular. Yanlış anlayıp yanlış bir din ve dünya tasavvuru oluşturduklarında da bildiğimiz geri kalma süreçlerini yaşadılar, halen de yaşıyorlar.

***

Esasında Kur’an, ilk muhatap kitlesinin gerçekliklerini, sorunlarını, doğrularını-yanlışlarını model aldı ve onlar üzerinden –aslında şekli, formu, çapı değişse de mahiyet itibariyle o günden buyana dünyada hep var olan– insanlık sorunlarının; inkâr, kötülük, sömürü ve haksızlıkların yaşandığı bütün çağlara seslendi. Kelimeleri, ifadeleri geldiği çağa olsa da öğretisi bütün çağlara idi.

Asıl soru şu: Müslümanlar uzun zamandan beri Kur’an’ın geliştirici-dönüştürücü öğretisinden neden koptular? Cevap gayet açık ve kesin: Çünkü kendi çağlarından koptular. Başından beri Kur’an, söylediklerini yaşanan gerçekler, olgular üzerinden söylüyordu. Şu hâlde o sözün, sesin bize ne dediğini anlamak için yaşadığımız çağı doğru okumamız, kavramamız gerekiyordu. İşte epeyce bir zamandan beri Müslümanlar kendi çağlarının gerçeklerini doğru okuyup analiz edemediler, edemiyorlar. Onun için de Kur’an ile geliştirici-dönüştürücü bir ilişki kuramadılar; hep lafızlarıyla, cümlelerinin gramatik yapılarıyla, literal anlamlarıyla uğraştılar. Bütün medrese öğretimi böyleydi. Bunun ötesine geçip, Kur’an’daki asıl geliştirici-dönüştürücü mana ve maksatları kavrama çabası göstermediler. Bugün de Kur’an’ı sanki 7. yüzyılda yaşıyorlarmış gibi okuyor ve öyle anlıyorlar. Ama 7. yüzyıldan buyana on dört asır geçti ve dünyada birçok şey inanılmaz derecede değişti. Kur’an olgular ve gerçekler üzerinden seslendiğine göre, bu değişimi göremeyenler Kur’an’ın kendilerine ne dediğini anlayabilirler mi?

***

Bu öğretim yılı için İlâhiyat Fakültelerine 10.000 İLİTAM (İlahiyat Lisans Tamamlama) öğrencisi kontenjanı verilmiş. Bu öğrencilerin büyük çoğunluğu İlköğretim birinci kademeyi tamamladıktan sonra fiilen cemaatlerin kayıt dışı medreselerinde okuyor; bu arada ikinci kademe (Ortaokul), Lise ve İlâhiyat Önlisansı dışarıdan bitiriyorlar. İlahiyatın son iki yılını da açıktan okuyor, böylece on iki yıl boyunca sınıfa girmeden, hoca yüzü görmeden fakülte mezunu oluyorlar. Bir kısmı yüksek lisans ve doktora programlarını tamamlayıp bir süre sonra İlâhiyat hocası olacaklar. Ve fiilen medreselerden yetişen bu “akademisyenler”, yukarıda arz ettiğim şekilde Kur’an’ın geldiği çağın, sonraki zamanların ve içinde yaşadığımız çağın gerçeklerini doğru okuyup analiz edecekler. Sonra da Kur’an’ın çağımıza ne söylediğini doğru anlayarak o evrensel sesi modern çağa buluşturacaklar. Böylece İslam âlemini şimdiki bunalımdan kurtaracak, dünyayı da Kur’an’ın ışığıyla aydınlatacaklar(!)

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (17)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.