Türkiye’nin çok önemli sorunları çoğu kez sadece siyaset üzerinden tartışılıyor. Seçim dönemlerinde çok daha yoğun yaşadığımız bir kısır döngü bu. Tartışmaya açılım, heyecan getirecek kavramlar da kısa süre içerisinde arzulanan değişim misyonunu ifade etmek yerine, siyasi bir sembol haline geliyor. Dönüşüm, değişim, yenilik, yerlilik vs. kavramlar gibi.
Oysa Türkiye’nin sorunları, sadece siyasi hamlelerin konusu olamayacak kadar çok boyutlu ve karmaşık. Karmaşık sorunlarla çok boyutlu hesaplaşmak yerine kolayca siyasi polemik konusu haline getiriyoruz. Bu kısır döngünün yegane sorumlusu siyaset değil elbette. Türkiye’de yıllar içinde oluşan artı değer üretmeden fayda elde etme kültürü, toplumun geniş kesiminden sessizce kabul görmüş durumda. Her tarihi dönemeç muhteris zihinlerin “Bu kez fayda elde eden ben olacağım” ihtirası ile heba ediliyor.
Ancak Türkiye’nin ne ekonomisi, ne toplumsal yapısı ne de siyasi konumu artık bu sığ adımları kaldırabilecek boyutta. Seçim sonuçları ne olursa olsun, artık sorunları, konunun muhataplarının nesnel bir şekilde konuşabildiği, çözüme odaklı yeni bir anlayışla ele almanın zamanı geldi. Türkiye bu olgunluğu gösterebilecek potansiyele sahip.
***
Seçim süreci aslında Türkiye’de siyasetin toplumsal dinamiklerin gerisinde kaldığını gösterdi. Hitap ettiği kitlenin dışında etkili olan bir siyasi hamleye şahit olmadık. Liderlerin söylemleri ‘safları sıklaştırmaktan’ öte bir harekete neden olmadı. Bunda belki bütün partilerin seçime hazırlıksız yakalanmalarının etkisi de var.
Elbette yeni başkanlık sisteminin neler getireceği konusunda hiç bir toplumsal tecrübemiz olmaması da yeni sistemin nelere gebe olduğu konusunda tahmin yapmamız engelliyor. Seçim sonuçlarından bağımsız olarak, pazartesi sabahından itibaren hiç tahmin edemediğimiz yeni tartışmalara hazır olmak gerekiyor.
Pazartesi sabahı yeni bir Türkiye’ye uyanacağız. Bizleri nelerin beklediğini henüz bilmiyoruz. Gelecek konusunda şimdiden tahmin yapmak güç. Ama seçmen tercihi bize yeni Türkiye’nin istikameti konusunda çok açık ve net bir mesaj verecek. İşe seçmenin vereceği mesajı duygusallığa kapılmadan anlamaya çalışmakla başlayabiliriz.