Yapay Zeka ile ulusal kimliğin yeniden inşa edilmesi

Mikdat Karaalioğlu

Kurucu babalar yeni cumhuriyet için elzem ulus kimliğini oluştururken saltanat yöntemine başvurdu: Otoriteye koşulsuz itaat. Gelen iktidarlar da, yönetim açısından konforlu olan bu ilkeyi kullandı. Yukarıdan gelen talimatlarla bir ulus kimliği inşa edilmeye çalışıldı. Başarılı olduğumuz söylenemez, onun için darbeler, krizlerle dolu bir yüzyıl geçirdik ve gelecek için de maalesef iyimser bir tablo yok.

Değişimleri, sadece dünyadaki gelişmeler bizi yenilikler yapmaya zorlayınca yaptık. Biz mecburi olarak değişim adımları atarken dünya yeni bir evreye geçti ve biz geç kaldık. Çünkü mesaimizi sadece iktidara sahip olmak ya da iktidarın sunduğu imkan pastasından pay almaya harcadık.

Şimdi hızını ve etkilerini kimsenin kestiremediği bir dijital devrim (Harari'ye göre bunun adı ''Bilgisayar Devrimi') içindeyiz ve bu değişimi de yeniden iktidar kavgasıyla meşgul olduğumuz için feci şekilde ıskalıyoruz.

****

Siyasette 19. yüzyılın sonlarından itibaren nasıl, sonu kaçınılmaz olarak ulus devletlerine varan değişim hayatımızda belirleyici olduysa, şimdi de bilgisayar devrimi ile daha güçlü ve etkin bir paradigma değişimi yaşıyoruz. Ulusal kimlikler artık yapay zeka (YZ) üzerinden yeniden şekilleniyor. Gelecekte olması muhtemel bir şeyden değil, şu an fiilen gerçekleşen bir olgudan söz ediyoruz.

Tıpkı Batı merkezli ulus devletleri ve dünya siyaset dengesi kurulunca gerekli yapısal reformları yapma iradesi göstermeyip, çevrede kalıp, merkeze dahil olamadıysak, şimdi de bilgisayar devriminin edilgen kullanıcıları olma yolunda hızla ilerliyoruz. Ne kadar hamaset, komplo teorileri ve ''Batı oyunlarından'' bahsetsek de bu gerçek değişmeyecek

Bu arada dönüşümlerin sadece iktidarın görevi olduğunu düşünmek, gerekli hamleleri sadece iktidardan beklemek, yine saltanat anlayışından kalma, temel hedefi iktidarı ele geçirmek olan ilkel, faydacı zihniyetin bir ürünü. Elbette iktidarın ana sorumluğu var ancak toplumun tüm kesimlerinin değişime dair yapabileceği çok şey var.

****

Geçen haftaki yazımda da bahsetmiştim. ABD ve Çin başta olmak üzere bilgisayar devrimindeki rekabetin en önemli ayağı olan çip teknolojilerine dünyada, yılda 100 milyar dolarlık araştırma geliştirme yatırımı yapılıyor. Bu sadece bilgisayar devriminin çip ayağı. YZ teknolojileri, 5G alt yapı çalışmaları, kuantum bilgisarları vs gibi teknolojilerde Batı ve Asya'da (Çin, Japonya, Güney Kore, Hindistan, Tayvan ve diğer ülkeler) yine yüzlerce milyar dolarlık yatırımlar var. Gelecek on yılda dijital teknolojilerle elde edilecek ekonomik fayda trilyon dolarlala hesaplanıyor.

Bu teknolojilerin sonucu olarak güvenlik, sağlık, eğitim, tarım, finans, ulaşım ve çevre başta olmak üzere bütün sektörlerdeki yenilikler ve ortaya çıkan amansız rekabet tıpkı 19. yüzyılda ulus devletlerin oluşması benzeri, yeni bir ulus devleti anlayışına neden oluyor. Artık adına dijital ulus devlet mi deriz? Yeni Ulus algoritması mı deriz? Yoksa YZ devleti mi deriz? bilinmez. Tabi anladığımız şekliyle bir devlet kalırsa.

ABD ile Çin arasındaki dijital rekabet ABD seçimleri dolayısıyla pek gündemde değil. Bu savaş seçim sonrası yeni hükümetin yapacağı dijital hamleler ve Çin'in vereceği cevaplarla çok daha yoğunluk kazanacak. Seçim sonrası gündeminin ABD-ÇİN dijital rekabeti olacağını söylemek büyük bir öngürü olmaz.

***

Dijital dünüşümü sektörel bir gelişme olarak görmek çok yanlış. Hayatın bütün alanlarını kapsayan bir paradigma değişimi söz konusu olan. Sadece son on yılda, bireysel olarak sosyal medyanın siyasi, kültürel, sosyal alışkınlıklarımızı ne denli değiştirdiğini gözlemlersek yaşanan paradigma değişimin farkına varırız.

Çin sosyal puanlama sistemleri, dijital imkanlar üzerinden yeni bir vatandaş tipi yarattı. Devletin herbir adımını takip ettiği ve istediği zaman müdahale ettiği yeni bir vatandaş tipi. Milyonlarca Uygur Türkü'nün toplama kamplarına gönderilmesi, dünyada eşi benzeri görülmemiş bu asimilasyon uygulaması ancak dijital imkanlarla mümkün oldu. Bu yönüyle Çin kötü bir örnek ancak büyük bir örnek. Diğer devletler de bu dijital tecrübeden kendi hukuk düzenleri doğrultusunda istifade edecek.

Türkiye gibi teknolojik rekabette yüzyıllırdır istenilen noktaya gelemeyen ülkeler için, bilgisayar devrimi aslında tarihin sunduğu bir fırsat. Gündemin merkezine bilgisayar devrimini koyabilirsek, yüzyıllardır içinde dönüp durduğumuz kısır döngüyü aşmak için bir adım atmış oluruz.

****

Bilgisayar devrimi ile gerçekleşen paradigma değişimini kavramadan yapacağımız her tartışma YZ için veri olmaktan öteye bir anlam taşımaz. Örneğin bu ara Kürt sorununu tartışıyoruz ya, aslında sosyal medya platformlarının algoritmalarını ve bu arada Google'u ''neyi öne çıkarırsak dahaf fazla ilge çeker?'' sorusu için beslemekten başka bir şey yaptığımız yok. Konu algoritmaları beslemekte değil algoritmaları yazabilmekte.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.