Şangay İşbirliği Örgütü Toplantısı sadece seçim düşünen Türk siyasi kamuoyu tarafından neredeyse magazin boyutuna indirgenerek geçiştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diğer liderlerle verdiği resim üzerinden hükümet taraftarları ve karşıtları arasında yine bir polemik yaşandı ve zirvenin kendisi, muhtemel etkileri gibi can alıcı diğer konular ıskalandı.
Rusya ve Çin’in G7 zirvesinin muadili olarak hayal ettikleri Şangay zirvesinin dünya açısından en önemli olayı ise iki buçuk yıldır korona nedeniyle adeta izolasyonda yaşayan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ilk kez bir yurtdışı ziyaretine çıkması. Şi Cinping diğer liderlerle verdiği resimde, her zamanki gibi başı hafif öne eğik, elleri vücuduna yapışık, hafif gülümseyen, mahcup görüntüsüyle kamuoyunun önüne çıktı. İlk bakışta dünyanın en güçlü liderlerinden biri değil de 657 sayılı kanuna tabi taşra kökenli orta halli bir bürokrat görüntüsü veren Cinping açıklamaları ile Çin tehlikesini dünyaya yeniden hatırlattı.
Korona dolayısıyla ötelenmiş, Ukrayna Savaşı nedeniyle askıya alınmış, Tayvan krizi ile yeniden hatırlanan Çin tehlikesi, Batı ve özellikle ABD kamuoyunda hak ettiği birinci sıraya yeniden yerleşecek gibi duruyor. Şi Cinping’in açıklamaları Çin’in Ukrayna savaşı ile neredeyse sessizlikle eş değer suskunluğunun son bulduğunu işareti sayılabilir.
***
Çin devlet başkanı Semerkant’taki Şangay Zirvesi’nde Rusya’ya temel menfaatler konusunda enerjik destek vereceğini beyan ederken, dünya siyasetinde kendisine merkezi bir rol biçtiğini de açıkça dile getirdi. Cinping ülkesinin misyonunu, çalkantılı bir dünyaya istikrar getirmek için öncü bir rol oynamak şeklinde ifade etti.
Şi Cinping bu türden uluslararası platformlarda görece diplomatik bir üslup kullanmakla birlikte, kendi vatandaşlarına yönelik konuşmalarda ve fikirlerinin anlatıldığı okul kitaplarında diğer ulusları dehşete düşürecek şu ifadeler yer alıyor: “İnsanlığı kader birliği, Çin halkını ve dünya halklarını tek ve aynı olacak şekilde bir forma sokacaktır‘‘ Çin dünyayı kendi isteği doğrultusunda dizayn etmek ve yönetmek gibi akıl dışı bir misyonu her gün okullarda ve resmi kurumlarda vatandaşlarına anlatıyor.
Şi Cinping’in 2017’de Komünist Parti Kongresi’nde yaptığı konuşma ise Çin devleti tarafından ödünsüz uygulanılan bir manifesto niteliğinde : “Komünizmin hayata geçirilmesi en büyük ideal ve en önemli hedeftir. Bu kutsal misyonu yerine getirmek insanlığın en büyük girişimi olacak. Bu aynı zamanda insanlığın en zor ve karmaşık misyonu olacak“ . Komünist Parti, dünya hakimiyeti olarak özetlenebilecek bu misyonun gerçekleşmesi için bir tarih bile belirledi. Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2049, Çin’in dünya hakimiyetinin gerçekleşmesi için hedeflenen tarih.
***
Çin bu akıl dışı hedeflerini ne kadar gerçekleştirebilir bilinmez ama ABD ve İngiltere istihbarat örgütleri Çin’i “ABD, ABD’nin Avrupa’daki müttefikleri ve dünyanın geri kalanı için en büyük uzun vadeli tehdit“ olarak ilan etti. FBI Başkanı Christopher Wray ve İngiliz meslektaşı yazın yaptıkları ortak basın toplantısında bu tehditten bahsederken aynı basın toplantısında Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasının üzerinden dört ay geçmesine rağmen Rusya’nın adını bile anmadılar.
ABD’li ve İngiliz İstihbaratlarının ortak tehdit açıklamasından kısa bir süre sonra da Tayvan krizi yaşandı. Çin Tayvan’ı gerekirse silah kullanarak işgal edeceğini zaten açıkça söylüyor. ABD ise her durumda Tayvan’a destek vereceğini beyan ediyor. ABD Temsilciler Meclisi Başakanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a yaptığı beklenmedik ziyaret global bir krize neden olmadan geçiştirildi. İkinci bir krizin etkileri ise muhtemelen bu kadar sınırlı olmayacak.