Dijital gelecek vizyonlarının en ürküten ve aynı zamanda cazip argümanı, dönüşümün üssel gelişimi. Yeni bir fikrin ve teknolojik gelişmenin muadili olan mevcut teknolojiyi, verimlilik konusunda katlayarak geçmesi. Bu hayalin taşıyıcıları da startup’lar.
Evlerin garajlarında, herkesin gülüp geçtiği fikirleri, ısrar ve inatla izleyerek milyonlarca insanın kullanımına sunan ve milyarlarca dolarlık dev şirketlere dönüştüren gençler efsanesi bugün o kadar geçerli değil. Bunun yerini büyük sermayedarlar tarafından desteklenen kuluçka yuvaları aldı.
Risk sermayesi yatırılıyor ve yeni fikirlerden milyarlık startuplar ortaya çıkması umut ediliyor. Bazen de bu gerçek bile oluyor. Startupların bir milyar doların üstünde değer kazanan girişimlerine Unicorn (Tek boynuzlu at) ismi veriliyor. Dijital dünyadaki başarı efsanesi, tarihteki bu mitolojik hayvanla tanımlanıyor.
* * *
Dijital ekosistemin bu modeli yenilikleri garanti ediyor, genç girişimcilerin pazara girmesine imkan sağlıyor ve yeniliği sürekli hale getiriyor. En azından son birkaç yıla kadar durum böyleydi. Ancak dijital ekosistemdeki durum bugün vadeldiği ve iddia edildiği gibi güllük gülistanlık değil.
Almanya’da yeni piyasaya çıkan Güç Makinaları (Macht Maschienen- Thomas Ramge, Viktor Mayer Schöneberger) isimli kitap internet devlerinin, yeniliği adeta yutan ve dolayısıyla yavaşlatan ve durduran satın alma politikalarının yarattığı hasara dikkat çekiyor.
Pazarda iyi kötü başarı elde eden ve rekabet gücüne ulaşan startup girişimleri Kill Zone’ ye (öüm bölgesi) giriyor. Piyasaya hakim dijital devlere rakip olma potansiyeline ulaşan yeni girişimler devler tarafından, karşı konulması mümkün olmayan cazip fiyatlarla satın alınıyor. WhatsaApp, İnstagram, Wunderlist, Youtube, Skaype ve Farecast bu kaderi yaşayan birkaç markadan sadece bazıları.
* * *
Bu sürece direnmek isteyen girişimcilerin başına gelenler ise bir hayli dramatik. İnternet devleri sahip oldukları devasa maddi imkanlar ve daha da önemlisi veri kaynakları ile satmak istemeyen girişimcilere karşı benzeri bir ürünü piyasaya sürerek yeniliği köküne kibrit suyu döküyor. Devlerin, sahip oldukları veri ve kapital üstünlüğüne, piyasadaki kalifiye personeli transfer etmede kullandıkları agresif yöntemleri de eklemek gerek gerekiyor.
Google geçtiğimiz 10 yıl içinde 120’nin üstünde firma satın aldı. Facebook yaklaşık 80 ve Amazon ise 90 firmanın sahibi oldu. Facebook 2012’de o zamanlar için görece küçük bir girişim olan Instagram için 1 milyar dolar ve 2014’de WhatsApp için 22 milyar dolar ödedi. Bu rakamlar her iki firmanın da gerçek bedellerinin çok çok üstünde rakamlar.
Google kamuoyuna açıkladığı 25 milyar dolarlık satın alma bütçesinin yüzde 75’ini kendisi için direk rakip olabilecek firmalar için kullandı. Bunun en önemli örneği Google Maps’ın en ciddi rakibi olan Waze’nin satın alınması. Microsoft da Spotify’a rakip olabilecek Beats ve Shazam’ı satın almıştı.
* * *
ABD ve Çin firmaları tarafından domine edilen iki kutuplu dijital kapitalizmin Çin ayağında da durum bundan farklı değil. Alibaba’nın, alışveriş platformu Trend Yol’a 728 milyon dolar ödeyerek hisselerinin çoğunluğunu ele geçirmesi de Trend Yol açısından bir ticari başarı iken, devlerin, uzun vadede kendilerini rakip olabilecek girişimleri para ile yutmasına ilginç bir örnek teşkil ediyor. Tek boynuzlu (Unicorn) sayılabilecek yegane şirketimiz de Çinliler’in eline geçti.
Devlet destekli Çin kapitalizminde gözden kaçan bir gerçek var.
Çin dijital rekabette tıpkı ABD’deki startuplara sunulan teşvik, destek ve özgürlükler gibi alt yapı gibi imkanlarını sunuyor. Yani startuplar konusunda Çin zannedildiği gibi tutucu ve kısıtlayıcı değil. Bilakis kendi girişimlerinin dünya ile rekabet edebilmesi için her türlü imkanı sağlıyor.
İki kutuplu dijital dünyada ABD ve Çin şirketleri sadece piyasanın çoğunu ele geçirmedi aynı zamanda kendilerine karşı çıkacak olası rakipleri de daha büyümeden ortadan kaldıracak bir strateji geliştirdi. Bu vulgar yöntem tüm inovasyonların canına ot tıkıyor. Startuplar artık yeniliklerin değil, bu devlere eklemlenecek projelerin peşinde. Bu kısır döngünün aşılması geleceğin karşımıza çıkardığı en büyük meydan okumalardan biri. Nasıl sorusunu ise gelecek hafta tartışalım.