Sadece günlük rutinlerimizi değil, zamanı ve eşyayı algılamamızı değiştiren bir süreçten geçiyoruz. Kimsenin öngöremediği küresel bir pandemi tüm dünyada hayatı felce uğrattı.
İnsanlık tarihinde daha önce yaşanmamış bir tecrübeyi yapıyoruz. Kısıtlamaların doğurduğu ekonomik sıkıntılar malum. Bu sıkıntıların boyutu tahmin edilebiliyor. Ama sosyokültürel hatta siyasi sonuçları hakkında öngörüde bulunmak çok güç.
Hiçbir şey eskisi olmayacak tezi her önemli toplumsal olay esnasında sıkça duyduğumuz klişe bir iddia. Şimdi de dile getiriliyor. Zaten yaşadığı yoğun dönüşüm dolayısıyla hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması gereken Türkiye’de korona ile maruz kaldığımız dayatmalar, korona öncesinden çok daha etkin bir şekilde değişimi adeta haykırıyor.
İnsanlar tüm dünyada nerdeyse iki aydır evlerde. Kısıtlamalar yeni yeni gevşetiliyor. Normalleşmenin çok uzağındaki yeni durum, koronayla birlikte yaşamamamızı gerektiriyor. Sosyal mesafeyi koruyarak sosyal hayatı devam ettirme, normalin de değişmesi anlamına geliyor. İkili ilişkileri çok kuvvetli ihtimalle kalıcı olarak etkileyecek yeni normallik, elbette toplumsal hayatı siyaseti ve global düzeni de belirgin şekilde değiştirecek.
***
İki aylık sosyal yaşamdan feragat yavaş yavaş sinirleri bozmaya başladı. Almanya’da korona kısıtlamalarına karşı birçok kentte protestolar yapılıyor. Sosyal medyada da bu protestolar, küçümsenmeyecek kitleler tarafından kabul görüyor. Komplo teorilerini kabullenmeye meyilli aşırı sağ ve sol grupların yanında, mesleki açıdan büyük bir felaketin eşiğinde bulunan, başta gastronomlar olmak üzere küçük esnaf da gittikçe büyüyen bu direnişe destek veriyor.
Koronavirüs dolayısıyla sosyal hayatta kısıtlamaların başladığı günden buyana yaşanan enformasyon karmaşası (infodemie), yeni tip koronavirüs hakkında bilim dünyasının henüz yeterli bilgiye sahip olmaması, endişe ve güvensizliği arttırıyor. Enformasyon karmaşası ekonomik kısıtlamalarla birleşince ortaya öngörülemez sosyokültürel hareketlilikler çıkıyor.
Korona sonrası öngörüler konusunda düşünürler ve toplum bilimciler de hazırlıklı değil. Koronanın yol açtığı etkiler henüz bilinmiyor, sorun henüz tanımlanamıyor. Bu hem bireysel hem de toplumsal anlamda kafa yorulması gereken bir konu. Rakamlar, vakalar istatiksel veriler ve siyasi polemikler arasında pandeminin bütüncül etkileri ihmal ediliyor.
***
Belki de farkında olmadan birçok yeni bireysel ve toplumsal alışkanlıklar edindik. Büyük bir zaman ve enerji sar ederek gerçekleştirdiğimiz birçok rutininin düşündüğümüz kadar önemli olmadığını fark ettik. Sosyal ve bireysel ilişkilerden feragat, tüketimden feragat ve hatta zamandan feragat etmeye alıştık.
Sosyalleşmede bu kadar uzun teneffüsten sonra, yeni bir başlangıç bilinmezleri barındırıyor. Bilinmezlik illa da olumsuzluk içermez. Korona sonrası belki de herkesin normali aynı olmayacak. Belki bizi zor bir gelecek bekliyor, belki de hiç tahmin dahi edemeyeceğimiz yeni imkanlar kapımızı çalacak. Normal bu.