Merkel’in stratejik vedası

Mikdat Karaalioğlu

Angela Merkel 1998 yılında daha başbakan olmasına yedi yıl varken “Siyaset dışı hayalleriniz nelerdir?“ şeklindeki bir soruyu “Doğru zamanda siyasetten ayrılmak. Ancak siyasetten ayrıldığımda yarı ölü bir hurda olmak istemiyorum” şeklinde cevaplamıştı. Henüz siyasetten tam olarak ayrılmadı ama bu yoldaki ilk adımı CDU (Hıristiyan Demokrat Parti) başkanlığını bırakarak attı.

Merkel’i rakiplerinden farklı kılan en önemli özelliği, sorunları kriz eşiğine girmeden doğru zamanda verdiği kararlarla çözme kabiliyeti. Merkel siyasetin belirleyici bir ismi olacağının ilk sinyalini 1999 yılında Frankfurter Allgemeine Zeitung’da siyasi hamisi Helmut Kohl’e karşı yazdığı makale ile verdi. Merkel kimsenin cesaret dahi edemeyeceği bir şeye kalkıştı ve parti başkanlığından ayrılmasına rağmen parti üzerinde hakimiyeti süren Kohl’ün etkinliğini bu makaleyle sonlandırdı. O yıllarda Merkel, Kohl otoritesine karşı yaptığı bu hamle nedeniyle ‘Baba katili’ olarak anıldı.

Parti içindeki ağır toplar, Doğu Almanya kökenli bir kadının Kohl’den boşalacak boşluğu dolduramayacağını düşündükleri ve geçiş dönemini hırpalanmadan atlatmak istedikleri için ‘kız’ sıfatını taktıkları Merkel’i desteklediler. Merkel parti içindeki rakiplerinin kendisini aşağılamaların bir avantaja çevirmesini bildi ve 18 yıl boyunca partiyi ciddi rakibi olmadan yönetti. İçinde eyalet başbakanları, cumhurbaşkanları, partinin üst düzey yöneticisi olan çok sayıda şöhret isim tarihe Merkelzede olarak geçti.

***

Merkel’in aslında durumu iyi kavrayıp yerinde hamle yapmak gibi basit bir ilkeye dayanan güç formülü, göç krizinde işlemedi. Almanya’ya 2015 yılında gelen 900 bin Suriyeli göçmen Merkel’in sadece Almanya’da değil parti içinde de yoğun eleştirilere uğradığı bir adım oldu. Ahlaki ve siyasi olarak elbette Almanya’nın bu göçmenleri kabul etmesi gerekiyordu. Ancak Merkel göçmen sorununun kendisine karşı siyasi bir malzeme haline gelmesini engellemeyi başaramadı.

Parti içinde Merkel’in gitmesi opsiyonu sessiz şekilde dile getirilmeye başlandı. Merkel en son Hessen eyaletinde yapılan seçimlerde CDU’nun oy kaybetmesi ile artık önüne geçilemez bir talep haline gelen bu beklentiyi gördü ve yerinde bir müdahaleyle parti başkanlığından ayrıldı. Aslında bu ayrılış da siyasi bir başarı olarak düşünülebilir. Zira Merkel’in yerine kendisinin desteklediği Annegret Kramp-Karrenbauer geldi.

Üç yeni adayın kendilerine ve partiye hasar vermeden demokrat bir üslupla yürüdüğü başkanlık yarışı, siyasi krize doğru giden Almanya’da CDU’nun yeniden bir halk partisi olarak umut vermesi anlamına geliyor. Bu, Merkel’in 2021 yılına kadar ciddi bir sorunla karşılaşmadan başbakan olarak kalmasını da garanti altına alacak çok önemli bir adım. Merkel günün sonunda ağır bir siyasi kargaşadan hasar almadan sıyrıldı ve kendi tabiri ile ‘yarı ölü hurda’ olmadan geri adım atmayı da başarmış oldu.

***

İktidar partisinde yaşanan bu gelişmelerin Türkiye açısından ne anlam ifade ettiği sorusunun cevabı ise çok basit: Hiçbir anlama gelmiyor. Almanya’da bir liderin gelmesi ya da gitmesi ile Türkiye politikalarının değişebileceği beklentisi yersiz. Türkiye-Almanya ilişikleri içinde ekonomik, kültürel, siyasi, tarihi ve sosyal çok sayıda etkenin bulunduğu kompleks bir yapı. Bu faktörlerin sadece bir lider aracılığı ile değişmesi mümkün değil. Hele Almanya gibi eyaletler sistemi ile yönetilen bir ülkede güç hiçbir zaman sadece bir kişinin elinde değil. Türkiye-Almanya ilişikilerinin seyri, bu sistemi iyi şekilde anlayıp strateji geliştirmekle ilgili bir durum ki bu yazının konusu değil.

Yeni başkan Annegret Kramp-Karrenbauer ismi uzun olduğu için çoğu kez AKK olarak anılıyor. Karrenbauer 2011-2018 yılları arasında Saarland Eyaleti başbakanlığı görevini yaptı. Karrenbauer’in hem siyasi kariyeri hem de federal düzeyde kısa süre içinde gösterdiği performans, Merkel’den sonra başbakanlığı sürdürme konusunda en azından yeterlilik konusunda, tartışmaları ortadan kaldıracak düzeyde. Ancak siyasette 2 yıl çok uzun bir süre. 2021 yılındaki genel seçimlere kadar hem CDU içinde hem de Almanya’da çok şey değişebilir.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (9)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.