Başıboş köpeklerin artık sokaklardan toplanması zarureti kaçınılmaz bir gerçek. Hem hükümetin hem belediyelerin maruz kalmaları muhtemel kamuoyu baskısına boyun eğmeden gerekli adımları atması gerekiyor. Bu tartışmanın sevindirici tarafı, başıboş şekilde sokaklarda dolaşan köpeklerin Türkiye’ye yakışmadığı gerçeğinin herkes tarafından kabul edilmesi. Köpeklerin akıbetinin ne olacağı yönünde tartışmalarda sorunun bu noktaya nasıl geldiği gözden kaçıyor. Türkiye’nin her tarafında sokaklarda başıboş şekilde dolaşan köpeklere alışmıştık ve ortaya çıkan sevimsiz tabloyu bu zamana kadar toplumsal bir sorun olarak algılamıyorduk.
Son yıllarda sayılarının hızla artması bir yana, sokak köpekleri sorununun toplumsal bir problem olarak görülmesi, totalde insanların yaşam kalitesi beklentilerinin artmasıyla da alakalı. Başıboş sokak köpekleri hiçbir medeni ülkede yok ve Türkiye’de de olmamasını istemek lüks bir talep değil. Bunun farkına varmamız sevindirici bir gelişme.
Hükümetin ya da belediyelerin sorunu hızlı bir şekilde çözmek yolunda kamuoyunda oluşan baskılardan çekinmeden radikal adımlar atması gerekiyor. Sokakların sahipsiz köpeklerden temizlenmesi projesi, medeni kent yaşamı projesidir ve ülkenin yaşam kalitesine yönelik bir göstergedir. Bu sorununun çözümü için tesis edilecek bir uzlaşma yaşam kalitesi farkındalığı adına önemli bir kırılma eşiği olabilir.
***
Sosyal medyada her konuda olduğu gibi sağlıklı bir tartışmayı imkansız hale getiren fanatiklerin ve trol ordularının pervasızlığına bu kez teslim olmamamız gerekiyor. Yapıcı, nesnel ve sağduyulu olmayan paylaşımları görmezden gelerek işe başlayabiliriz. Konu günlük yaşam kalitemizi direk ilgilendiren bir konu. Meselenin, sorundan pirim devşirmeye çalışan pervasızların malzemesi olmasına izim vermememiz gerekiyor.
Havyan hakları konusunda uluslararası standartları oluşturan ülkelerde de (bu ülkelerin hepsinde başıboş hayvan popülasyonu Türkiye’nin çok çok altında) kısırlaştırma, barınaklarda toplama, sahiplendirme ve uyutma yöntemleri uygulanıyor. Biz sadece geç kaldığımız bir çözümü uygulamaya sokuyoruz.
Havyan sevgisinin standart bir seviyesi ve tanımı yok. Bu kişinde kişiye değişebilir ancak hayvan sevgisinin insanlaştırma boyutuna ulaşmasından imtina etmek gerekiyor. O zaman sağlıklı bir diyalog da imkansız hale geliyor.
Sokaklardaki başıboş hayvanları barınaklara toplama projesi, Türkiye’nin meşhur yarı yarıya sarmalının ötesinde, uzlaşma sağladığı nadir konulardan birisi. Bu noktadan sonra hem hükümetin hem de belediyelerin hukuka aykırı ve vicdanları yaralayan resim vermeden yapacakları her icraat kabul görecektir. Evet belki kolay olmayacak ama Türkiye toplumsal bir uzlaşmayla ulusal bir sorunu çözmenin eşiğinde. Potansiyelimizi bu kez de israf etmeyelim.