Sosyal medya dezenformasyonları ile siyasi iktidarın değişebileceği düşüncesi pek parlak bir fikir değil. 17-25 Aralık sürecinde, devletin nerdeyse bütün istihbarat imkanları elinde olan FETÖ ve “ibadet aşkıyla” gece gündüz paylaşım yapan yandaşları, olağanüstü bir dezenformasyon savaşına rağmen iktidarı deviremedi. Ak Parti iktidarı bu kampanyalar sonunda bilakis daha da güçlenerek geldi. Halk paylaşımları, sırları ve ifşaları keyif ve merakla izlemesine rağmen, ahlaki meşruiyeti olmayan bu propagandaya pirim vermedi.
Bir suç örgütü lideri olan ve bunu da ikrar etmekten imtina etmeyen Sedat Peker’in muhaliflerin umduğu siyasi dönüşüme vesile olacağından şüpheliyim. Bir dizi film gibi milyonlarca insan tarafından izlenen Peker paylaşımlarının günün sonundan bir mafya babasının rant kavgası olduğunu unutmamak gerekiyor.
Peker’in paylaşımları, Soylu’nun cevabı, Peker’in Soylu’ya cevap olarak bir video hazırladığını söylemesi ve bu arada bir AA muhabirinin soru kisvesi altında yaptığı korsan bildirim belki sosyal medyada heyecanlı dakikaların geçmesine neden oluyor. Ama unutulmamalı ki sosyal medya aracılığı ile yakalanan ilgi kalıcı değil. Daha fazla dopamin salgılayan bir paylaşımla, bugün gördüklerimizi ve duyduklarımız hemen unutabiliyoruz.
***
Peker paylaşımlarına karşı daha fazla dopamin etkisi yaratacak videoların hazırda olmadığını kim iddia edebilir. Peker bir demokrasi ve hukuk mücadelesi vermiyor. Bunu kendisi de dile getiriyor zaten. Hal böyleyken ülkenin ihtiyaç duyduğu demokratik ve hukuki temizliği Peker videolarından beklemek çok büyük bir hata olur.
Ancak videolara karşı olağanüstü bir ilgi ve merak olduğu gerçeğini de ihmal etmemek gerekiyor. Bir mafya liderinden beklenmeyecek düzeyde profesyonel bir iletişim yeteneği var Peker’in. Yer yer kendisini de eleştirmesi, pürü pak olmadığını söylemesi, suçlarını itiraf etmesi ve çocukları ile ailesine olan bağlılığına yaptığı vurgu anlaşılan beğeni topluyor. Yıllardır keyifle mafya dizisi izleyen insanlar, bu kez bir film karakteri değil de sahici bir mafya babasını karşılarında buluyor. Peker, insanların zihninde mafya dizilerinden oluşan algılardan da istifade ederek, kendisini gayet profesyonel bir şekilde sunmayı başarıyor.
***
Hükümetin yapacağı en büyük hata videolar aracılığı gündeme gelen çökme, korkutma, bilinçli siyasi şiddet uygulama gibi ağır iddiaları dikkate almamak olur. Bu iddialara karşı hamaset, gündem saptırma, iddiaları dile getirenleri düşmanlaştırma, korkutma gibi artık iktidara sadece zarar veren yöntemlere tekrar başvurmak Peker’e gönüllü destek vermek , hak vermekten başka bir anlam taşımaz.
Peker’in kendi menfaatlerine engel teşkil ettikleri için İçişleri Bakanı Soylu başta olmak üzere siyasileri hedef alması, Peker’i siyasileştirmiyor ama ilgili siyasetçileri mafyanın gölgesine itiyor. Yapılan ithamlar siyasi değil maddiyat, menfaat temeline dayanıyor. Cevapların da siyasi değil, suçlamaları bertaraf edecek tabiatta olması gerekiyor. Aksi takdirde kamuoyunun ikna edilmesi çok zor bir ihtimal.
Peker, çok garip bir şekilde hukuki meşruiyeti olmadığını kendisinin de itiraf ettiği menfaatlerini savunurken, milyonların ilgisini, en azından şimdilik, kazanmayı başardı. Bunun kalıcı bir durum olmadığını düşünmekle birlikte, üzerinde toplum olarak kafa yormamız gereken bir çelişki olduğunu da buraya kaydedelim.
***
Evet halk sosyal medya üzerinden manipüle edilme konusunda zannedildiği gibi saf değil. Evet ahlaki meşruiyeti olmayan hiçbir propagandaya pirim vermiyor. Ama son yıllarda ahlaki meşruiyeti tartışmalı bir çok icraatları olan hükümetin bu yöndeki eleştiriler karşısındaki bağışıklığı da bir hayli azaldı. Hamaset kredisi fazlasıyla tüketildi.