Günah işlemeden suç işleme

Mikdat Karaalioğlu

Tartışma aslında bir konuyla ilgili farklı düşünceleri, asgari medeni kurallara uyarak karşılık olarak savunmak anlamına geliyor. Sağlıklı bir demokrasi ve toplum için vazgeçilmez bir haslet. Ancak bu kelimenin yaptığı genel çağrışım o kadar medeni değil. Tartışma deyince genelde zihnimizde sonu şiddete varacak bir münakaşa ya da ağır sözler sarf edilerek konuşmak gibi şeyler geliyor. Nitekim Türkiye’deki toplumsal tartışmalar da hakaret, nefret, genelleştirme, konudan fayda temin etme vs. gibi gayri ahlaki bir zeminde cereyan ediyor.

Konuları nesnel içeriği bağlamında konuşmak için hem bilgi hem de cesaret eksikliği yaşayan kişiler, yoğun bir dikkat çekme rekabeti yaşanan kamuoyunda her türlü pervasızlığı sanki meşru bir iletişim yöntemiymiş gibi özgüvenle araç olarak kullanıyor.

Şiddet, nefret ve ajitasyon paylaşımlarının her türlüsüne o kadar alıştık ki, artık vicdani, hukuki ve ahlaki zafiyetler ortak yaşamı tehdit eden tehlikeler olarak değil, sadece bir günlük ömrü olan adi vakalar olarak algılanıyor. Sesini yükselten kazanır, algıyı oluşturmak için her şey mübah düşüncesi, toplumun su ve ekmek gibi ihtiyaç duyduğu uzlaşma düşüncesinin oluşmasını engelliyor. Günün sonunda güçten başka hiçbir geçerli argüman kalmıyor.

***

Konuyu biraz somut örnekler üzerinden anlamaya çalışalım. Sokak hayvanları yasası hakkındaki tartışmalar o denli abartılıp, kızıştırıldı ki artık konu hakkında ortak bir kamu vicdanı oluşması imkansız hale geldi. Çünkü konuyu tartışan kanaat önderleri ve aktivistler bir orta yol imkanı sağlayacak tüm argüman ve yaklaşımlar darmadağın etti.

Sahipsiz köpekler konusunda duyarsız olan kişilere karşı dolaşımı sokulan ‘’it sever’’ kavramı artık itlafa karşı olan herkese verilen genel isim haline geldi, Yine itlaf görüşüne soğuk bakmayanlar da hayvan düşmanı can düşmanı vs. gibi sıfatlarla nitelenir oldu. Konu artık kamuoyunda bu aşırı kavramsallaştırma ile tartışılıyor.

Oysa karşılıklı olarak, fikirler kabul edilmese bile söylem bazında ötekini dışlamayan bir üslup çok daha fazla işe yarayabilirdi. Toplumun enerjisi yapıcı bir çözüm hedefi yerine, yorucu ve yıpratıcı bir gerilime yönlendirildi. Sokak hayvanları yasası, daha yapıcı bir üslupla tartışılsaydı ki bu mümkündü, Türkiye sorunlarını tartışarak çözmek ayrıcalığına sahip ülkelerden biri haline gelebilirdi. Demokrasileri zannedildiği gibi sadece hükümetler değil toplumlar da yapıyor.

***

Sosyal medyada konuşuldukça daha da içinden çıkılmaz hale gelen bir diğer konu ise ‘’Suriyeliler’’ üst başlığında konuştuğumuz göçmen, mülteci vs. konusu. Konu hakkında artık normalleşen ırkçı paylaşımlar, sadece Suriyeliler ve göçmenlerin yaşamı çekilmez hale getirmiyor, Türkiye’nin de yüzyıllar, bin yılar içinde oluşmuş kimliğini kene gibi kemiriyor.

Sosyal medyada doğruluğu onaylanmamış bilgiler, ilkel ırkçı yorumlar tekrar tekrar paylaşılırken göçmenler, insan olmaktan çıkartılıp hiçbir anlayış ve saygıyı hak etmeyen “unsurlar’’ haline getiriliyor. Bu haleti ruhiyenin ne denli korkunç sonuçlara varabileceğini Kayseri olaylarında gördük. Bu dünya tarihinde çok sık yaşandı, azınlıklara, kendini savunamayan kişilere karşı kışkırtılan şiddet er yada geç bizzat çoğunluk toplumuna da yöneliyor. Irkçılık asla doyuma oluşması mümkün olmayan bir virüs ve bir noktadan sonra kendisini yemeye başlıyor.

Sosyal medyada paylaşın yapmanın ya da like yapmanın şöyle bir rahatlatıcı yönü var: Kendisinin üretmediği bir içeriği paylaşıp onaylayanlar, sorumluluk hissetmiyor. Nefretin hızla yayılması için destek veren kişiler, günün sonunda içerikteki hatanın ortaya çıkması durumunda hiçbir sorumlulukları olmadığını düşünüyor. Bu kişilerin keşfettiği ‘’günah işlemeden şuç işleme yöntemi’’ bir taşra kurnazlığı. Ama bu kurnazlık hiç kimseyi ahlaki yükümlülükten kurtarmıyor. Umarız yasal yükümlülükten de kurtarmaz

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.