Gülşen’e karşı değer müdafaası

Mikdat Karaalioğlu

Sanal kriz çıkaranlar ve bu krizin muhatapları isteyerek ya da istemeyerek ortaya çıkan gerilime hizmet etmek zorunda kalıyor. Gülşen hadisesi seçim dönemine kadar muhtemelen daha birçoğunu yaşayacağımız krizlerden sadece birisi.

Gülşen’in imam hatipliler hakkında kullandığı ifadeler hukukun konusu olmaya belki müsait ancak tutuklanması hukuken ve vicdanen açıklanmaya hiç müsait değil. Gülşen’in yaptığı özür beyanı bir yana, tutuklanması ise muhafazakar hassasiyetlerin korunmasından çok, bu hassasiyetlerin siyasi bir malzeme olarak kullanıldığını gösteriyor.

Muhafazakar değerleri korumak ve hassasiyetlere dikkat çekmek makul bir tavır. Ancak bu hassasiyetleri siyasi bir malzeme haline getirmek hele bunun için infial yaratacak hukuki hamleler yapmak net ve açık şekilde bizzat savunulan değerlere zarar verir. Yani Gülşen’i tutuklamakla imam hatipliler korunmuş olmuyor, bilakis hasar alıyor.

***

Türkiye’nin homojen bir toplum olmadığı kavramak için daha kaç yüz yıllık tecrübe yaşamak gerekiyor? Seçmeni konsolide edebilmek adına, toplumsal barışı tehdit edecek aşırılıklara kaçmanın sinir bozucu bir sığlık olduğunu kavramak neden bu kadar güç?

Gülşen’in dört ay önce yaptığı bir açıklama dolayısıyla özür dilemesine rağmen tutuklanması, hukukun siyasallaşması tartışmaları bir yana, muhafazakarların entelektüel anlamda iflas beyanı anlamına gelir.
İktidar taraftarları ya da diğer muhafazakarlar, bu denli banal bir açıklamaya ya da muadili açıklamalara karşı kamuoyunda farkındalık yaratacak bir tavır ve söylem geliştirme kabiliyetinden bile yoksunsa, bu kitleyi, karşı mahalleden infial yaratacak tutuklamalarda bir arada tutmaya çalışmak boş bir çaba.

***

Gülşen’in tutuklanması, ağır bir bireysel hak ihlali olmasının ötesinde, Türkiye’nin fikir, hoş görü ve yaşam kalitesi ortalamasının altında bir iktidar anlayışıyla yönetildiğini gösterir. İktidar ortalamayı düşürerek değil yükselterek varlığını sürdürebilir. Bu gerçeği sadece iktidarın değil muhalefetin de kavraması gerekir.

Zihinsel olarak seçim öncesinde benzeri krizlere hazırlıklı olmak, arzulanan tepkileri vererek tuzağa düşmemeye gayret etmek belki de alınabilecek en iyi önlem. Gerçek şu ki, Türkiye bu bayağılığı hak etmiyor.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.