Türkiye gündeminde ancak bir gelecek fantezisi olarak algılanan dijital dönüşüm bütün gelişmiş ülkelerin en önemli gündem maddesi haline gelmiş durumda. Dijital rekabette kendine öncü ülke rolü biçen Almanya için bu durum çok daha belirgin. Kurulmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan yeni koalisyonun kamuoyuna açıklanan anlaşma metnine baktığımızda durum bariz bir şekilde görünüyor. Yaklaşık 179 sayfadan oluşan koalisyon anlaşmasının 12 sayfası dijitalleşmeye ayrılmış. Dijital hedeflerin ve projelerin sıralandığı bu 12 sayfa aynı zamanda bir ülkede dijital devrimin nasıl yapılacağına dair bir manifesto olarak da okunabilir.
Birinci hedef dünya standartlarının üzerinde bir dijital alt yapı kurmak olarak belirleniyor. Mevcut internet altyapısı 2025 yılına kadar gigabayt ağlarla örülecek. Yani Almanya’nın en ücra köşesine kadar fiber optik kablo döşenerek hızlı ve yoğun veri aktarımı yapabilecek bir alt yapı oluşturulacak. Özel sektörle devletin el ele yapacağı bu çalışma için gerekli mali kaynaklar ve yasal düzenlemeler öncelikli olarak hazılanıyor. Almanya’da fiber optik alt yapı ülkenin geniş bir kesiminde zaten mevcut. Anlaşma fiber optik ağın gelecek yasama döneminde, boşluk bırakmayacak şekilde bütün ülkeyi kapsamasına zemini hazırlıyor.
Bütün yaş guruplarına dahil vatandaşlara dijital yeterlilik kazandırmak öngörülen önemli adımlardan bir diğeri. Federal idare ve eyaletlerle birlikte bunun için bir ‘eğitim atağı’ başlatılıyor. Okulların dijitalleşmesi için 5 milyar euro bütçeli bir dijital pakt kuruluyor. Bu gelişmeye üniversiteler meslek okulları dahil ediliyor. Open Educational Resource Strategie adı verilen sistemle bütün kurumlar ortak bir merkezde toplanan verilerden istifade edecek. Ayrıca halk okulları vb. gibi kurumlarda vatandaşların bu konudaki bilgi ve becerileri artırılacak. Bu atağa araştırma kuruluşları da eşlik ediyor. Koordinasyonun nasıl yapılacağı ve görev dağılımı da anlaşma metninde belirtiliyor.
İş piyasasında dijital dönüşümün gerçekleşmesi için meslek içi eğitim imkanları yoğunlaştırılmış bir şekilde sunulacak. Çalışma daireleri kurslar ve meslek içi eğitim seminerleri düzenleyecek. Dijital yeterlilik konusunda meslek içi eğitim yaptıran firmalara vergi kolaylıkları getirilecek. Yeni kurulacak firmalara da sayısız teşvik ve yardım geliyor. Dijital dönüşüme katkı sağlayacak firmalar için her türlü maddi ve yasal imkan devreye sokuluyor. Devletin yanında üniversiteler, iş veren örgütleri, ticaret ve sanayi odaları hem çalışanların hem de yeni kurulacak firmaların eğitimi, teşviği ve desteklenmesi gibi konularda görev alıyor. Ekonominin bütün aktörleri dijital dönüşüme dahil ediliyor.
E-devlet uygulamalarını merkezileşmesi ve işlemlerin tamamen dijital yapılması için de gelecek yasama döneminde bütün yasal ve teknik alt yapı oluşturulacak. Kurulacak bir dijital konsey gelişmeleri takip ve koordine edecek. Almanya dünyanın en güvenilir ve etkin e-devlet alt yapısını kurmaya planlıyor. Devletin kendisine koyduğu standart çok yüksek. Bunun için bir anda geçiş yerine test ve tecrübe edilerek kademe kademe bir geçiş öngörülüyor.
Sağlık ve siber güvenlik alanında atılacak adımlar, kurulacak kurumlar ve yetkili daireler de bu anlaşmayla belirleniyor. Almanya dünyada yaşanan dijital rekabette öncü olabilmek için bu yasama döneminde çok önemli adımlar atacak. Dijital devlet olma yolunda önemli yasal ve teknik dönüşümlere bu yasama döneminde şahit olacağız. Mütevazı bir metin gibi görülse de, Almanya’da önümüzdeki yıllarda yaşanacak dijital devrimin izlerini bu anlaşma metninden görüyoruz. Almanya’nın 1950’lerin sonunda gerçekleştirdiği‚ ‘ekonomik mucizeye’ önümüzdeki birkaç yılda dijital alanda da şahit olacağız. Dikkatle izlenmesi gereken bir örnekle karşı karşıyayız.