Çin’in önlenemez yükselişini vahşi kapitalizm ve Marksizm soslu totalitarizmle anlamlandırmaya çalışıyoruz. Bu ön kabulün aksine ülkeyi 2013 yılından beri devlet başkanı olarak yöneten Şi Cinping, Çin’e mahsus bir devlet ideolojisi ikame etmeyi başardı. Şi konuşmalarında diğer liderlerden faklı olarak ülkenin tarihi ve ruhani geçmişi ile barışık ancak Marksist ilkelerden de ödün vermeyen bir üslup kullanıyor. Çin’in tartışmasız yegane lideri Şi hem Konfüçyüs’ten alıntılar yapıyor hem Çin tarihinin ihtişamlı krallarından.
Şi Cinping döneminde sıkça vurgu yapılan “Çin’e özgü sosyalizm” kavramı sadece ideolojik bir slogan olarak düşünmemek gerekiyor. Komünist parti ülkede, sosyal çatışmaya varacak bir gelir eşitsizliğini ortadan kaldırmak için ciddi projeler gerçekleştiriyor ve bu projelerin çoğu başarı ile sonuçlanıyor.
Çin’in sınırlı kapitalizm uygulamaya başladığı 1980’li ve 1990’lı yıllardaki ilkesiz ve adaletsiz büyüme yerini refahtan herkesin eşit oranda istifade ettiği bir refah devleti modeline bıraktı. Ülkede 1980 yılından bu yana yaklaşık 800 milyon kişinin ekonomik refaha ulaştığı bildiriliyor. Batılı gözlemcilere göre Şi Cinping döneminde yaklaşık 100 milyon kişi daha uygulanan sosyal politikalarla birlikte ortalama refah düzeyine ulaşmış durumda.
***
Çinlilerin Komünist Partiye olan güveni, aynı zamanda rejiminde teminatı. Şi Cinping bunun farkında ve ülkenin en büyük sorunlarından birisi olan yolsuzlukla amansız bir mücadele sürdürüyor. Görevi geldiği günden bugüne yaklaşık 1,5 milyon orta ve üst düzey parti yönetici yolsuzluk nedeniyle yargılanıp idam edildi ya da hapis cezalarına çarptırıldı. Yolsuzlukla suçlanan üst düzey yöneticilerinin, çoğu kez mahkemeleri bile tamamlanmadan televizyonlara çıkıp yaptıkları hataları itiraf etmesi, en etkin yolsuzlukla mücadele yöntemlerinden birisi. Bu itiraflar sonucunda intihar edip hayatına son verenlerin sayısı da hiç az değil.
Ne derece hukuki olduğu tartışmalı bir yöntem ‘yukardakilerin malı götürdüğü’ şeklinde bir ön kabule sahip halk arasında kabul görüyor. Çinliler devletin yolsuzlukla yaptığı mücadeleyi ikna edici buluyor ve bunun günlük hayata yansıyan etkilerine de şahit olunca tam destek veriyor. Devlete duyulan bu güven rejimin propaganda ve eğitim yönetmelerini de tahammül edilir hale getiriyor.
Şi Cinping’in konuşmalarında sıkça kullandığı ‘ortak refah’ kavramının da sonuçları görülmeye başlandı. Başta Ali Baba gibi teknoloji şirketleri olmak üzere pek çok şirkete yeni yasak ve yaptırımlar getirildi. Çin’in en büyük online oyun sitesi Tengend artık üyelerine haftada sadece 3 saat oyun oynama izni verecek.
***
Çin’de Uber’in muadili olarak faaliyet gösteren Didi uygulamasının da indirilmesi yasaklandı. New York borsasına girdiği esnada gelen bu yasak Çin’in artık kendi dev markalarının gözünün yaşına bakmadığını gösteriyor. Ülkede ayrıca büyük şirketlerde komünist partisinin bir temsilcisinin bulunması şartı bulunuyor. Parti ekonomik refaha elde edilirken, ideolojik bir zafiyet yaşanmamasını çok önemsiyor.
Çin Komunist Partisi “Çin usulü sosyalizm’’ öğretisinin toplumun tüm kesimlerine benimsenmesi için tüm imkanlarını kullanıyor. İlkokulların tümünde Şi Cinping dersi bulunuyor. Şi Cinping öğretileri ilk okuldan üniversiteye kadar tüm okullarda müfredata bulunuyor. Bu derslerde elde edilen başarı öğrencilerin kariyerindeki önemli rol oynuyor.
***
Cinping öğretileri ve kültünün tüm ülkede yaygınlaşması için kullanılan başka bir yöntem ise Xueqi Qiangguo isimli bir app. Bu uygulamayla Şi Cinping’in düşüncüleri halka öğretiliyor. Şi’den öğrenmek anlamına gelen bu uygulamayı kullanan vatandaşlar, öğrenme ve kullanma yoğunluğuna göre not elde ediyor. Bu notlar Çin’de kullanılan sosyal derecelendirme sisteminde artı puan olarak vatandaşların hazinesine yazılıyor.
Çin sosyalizm, vatanseverlik ve ağırlaştırılmış bir disiplinle vatandaşlarını dünya ile rekabete ikna etmiş gözüküyor. Dünyanın henüz tam olarak kavrayamadığı dev bir mekanizma her gün başka bir alanda meydan okumayla karımıza çıkıyor. Kişi kültünün hakim olduğu bir devlet ideoloji başarılarıyla siyasi ön kabullerimizi yerle bir ediyor.