AB liderler zirvesinde Türkiye’ye ağır yaptırımlar uygulanması beklenmiyordu. Öyle de oldu. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Brüksel’de AB liderleri ile buluştuğu akşam yemeğinde konu Türkiye idi. İlk akla gelen “Türkiye ile AB üyelik görüşmeleri sonlanacak mı?” sorusu beklenildiği üzere hayır olarak cevaplandı. Bu adımı atmak için 28 ülkenin onayı gerekiyor. Merkel seçim atmosferinde dillendirdiği üyelik sürecini sonlandırma teklifini AB liderlerine yapmadı. AB liderleri de böyle bir teklifin Türkiye tarafından gelmedikçe gerçekleşmeyeceğinin bilincinde.
Yaptırım şimdilik yok
AB liderlerinin ekonomik yaptırımlar konusunda da kesin sonuca vardığı söylenemez. Merkel basın toplantısında‚ “Ön üyelik yardımlarını, sorumluluğu katlanılabilir oranda azaltmaları için AB komisyonuna ricada bulunduk’’ şeklinde bir açıklama yaparken, Litvanya Devlet Başkanı Dalia Grybauskaite bu açıklamayı düzeltme ihtiyacı hissetti. Başkan Grybauskaite‚ “Verilmiş bir karar kesinlikle yok. Komisyona yardımların nasıl kullanılacağı veya nasıl başka alanlara aktarılabileceği konusunda tavsiyeler yapmalarını rica ettik” diyerek, AB’nin üyeliğe hazırlık yardımında henüz somut bir karar almadığını beyan etmiş oldu.
Komisyon tavsiye edecek
Alman medyasında bu yardımların devlet kurumlarının modernizasyonu yerine sivil toplum kuruluşlarına aktarılabileceği yazıldı. Türkiye’ye 2014 ve 2020 yılları arasında 4,45 milyar euro yardım öngörülüyor. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Junker de söz konusu yardımların içeriğinin değişmesi ve yada kısaltılmasından bahsetti. Juncker bu konuda iki üç opsiyonunu söz konusu olabileceğini söyledi. AB Komisyonu sene sonuna doğru bu yardımların akıbeti hakkında bir rapor hazırlayacak. Her ne kadar 28 AB lideri Türkiye’nin AB’ye girme ihtimalini ciddi bir opsiyon olarak görmüyorsa da üyelik sürecinin devam etmesi ve yardımların ‚ ‘koşullu’ olarak sürmesi konusunda hemfikirler. Zaten bu yardımların alenen kesilmesi de hukuki olarak mümkün değil.
Almanya krediyi engelliyor
AB ile siyasi ilişkiler bekle gör politikası izlenirken bunun yansımaları ekonomik alanda da kendisini göstermeye başladı. AB liderler zirvesinde kısa bir süre önce Doğu Avrupa Bankası EBRD, TANAP (Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı) için 500 milyon dolarlık bir krediye onay verdi. Dünya Bankası ve Asya Altyapı Yatırım Bankası AIIB de daha önce bu proje için 800 ve 600 milyon dolarlık iki ayrı krediye onay vermişlerdi. Avrupa Gelişme Bankası EIB de bu proje için 2 milyar dolarlık bir kredi vermeyi planlıyor. Ancak bankanın ortaklarından Almanya bu kredinin verilmesini karşı çıkıyor. Kredi için karar henüz çıkmadı. Almanya EIB kartını güçlü oynuyor. Türkiye’ye her yıl verilmesi planan 2 milyar euroluk kredi Almanya’nın baskısı ile azaltıldı. 2007 yılında son olarak 510 milyon euroluk bir krediye onay verildi. Türkiye EIB için AB dışındaki en önemli kredi müşterisi. EBRD’nin ise en önemli müşterisi ise Türkiye. EBER 2016 yılında Türkiye’ye 1,9 milyar euro kredi vermişti. 2017 yılında verilen kredi ise bu zamana kadar 1 milyar euro.
Gümrük Birliği de beklemede
Zirvenin en önemli sonucu ise AB’nin mülteci akınının önlenmesi için Türkiye ile ilişkilerin korunması yönünde aldığı karar. AB Türkiye’ye bu konuda verilen sözlerin tutulacağını beyan ediyor. Ancak vaad edilen 3 milyar eurodan bu zamana kadar sadece 258 milyon euroluk kısmı verildi. Kalan meblağın da kısa sürede yapılacağı belirtildi. Ayrıca 2018 yılı içinde ön görülen bir 3 milyar euro daha var. AB’nin yapmak zorunda olduğu bu ödeme de ilişkilerin seyri açısından büyük önem taşıyor. Bir diğer önemli nokta ise Gümrük Birliği anlaşmasının geliştirilmesi. Almanya Türkiye’ye ciddi ekonomik faydaları olması beklenilen gümrük birliği anlaşmasının geliştirilmesine de karşı çıkıyor. Bu zirvenin sonucu ‘şimdilik itidal’ olarak değerlendirilebilir. Başta Almanya olmak üzere bazı AB ülkelerinin kullandığı sert söylem zirvede yerini reel politikaya bıraktı. Türkiye AB ilişiklerinin geleceğini hiç şüphesiz Türkiye-Almanya ilişikleri belirleyecek. Her iki taraf da karşılıklı sert söylemden kaçınıyor. Mültecilerle ilgili verilen sözlerin tutulması ve gümrük birliği anlaşmalarında ilerleme kaydedilmesi AB ile ilişkilerde üyelik opsiyonu olmadan da ilerleme kaydetmek için imkanlar sunuyor.