Dünya siyasetinin ve ekonomisinin karar vericileri gelecek hafta yıllık Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum, WEF) toplantısı için Davos’ta buluşacak. WEF geleneksek olduğu üzere bu yıl da dünyanın en büyük riskleri konulu bir rapor yayınladı. Siyaset ve ekonomiden öncü isimler ile riziko uzmanlarından oluşan 900 kişinin görüşlerine başvurulan raporda çok karamsar bir tablo var.
Rapora göre 2025 yılına dair en çok endişe duyulan konular arasında devletler arasında yaşanması muhtemel silahlı çatışmalar birinci sırayı alıyor. Görüşlerine başvurulan 900 kişinin yüzde 23’ü 2025 yılında savaşların çıkmasından endişe duyuyor. Öngörülemeyen siyasi gelişmeler, iktidarlarını koruma endişesi yaşayan diktatörler, ekonomik krizler, geciken ulusların yaşadığı endişeler göz önünde bulundurduğunda savaş endişesinin hiç de küçümsenmeyecek bir risk olduğu ortada.
Trump’ın daha iktidara gelmeden Kanada, Grönland ve Panama kanalını ABD’ye katma açıklamaları hesaba katılırsa, diğer ulusların da kendilerine ait olduğunu düşündükleri toprakları talep etmek için mütevazı davranmayacağı beklenebilir. Trump’ın NATO ülkelerinden savunma bütçelerini yüzde 5’ı çıkarmalarını istemesi de, savaşın siyasi bir araç olarak kullanılacağı geçmiş dönemlere dönüşün muhtemel olduğunun göstergesi.
***
Kısa vadede krize yol açacak sorunlar arasında yanlış ve çarpıtılmış bilgiler de yer alıyor. Bilgi kirliliğinin ne denli toplumsal sorunlara yol açabileceğini en yoğun yaşayan ülkelerden birisi de muhtemelen Türkiye. Kökeni kim ya da ne olursa olsun yapılan çarpıtıcı paylaşımlar nedeniyle hiçbir toplumsal konu sağlıklı şekilde tartışılamıyor. Bu sorun dünya genelinde de yaşanıyor. Desinformasyon hem ulusal hem de uluslararası bölünme ve çatışmalara yol açabilecek ciddi sorun.
Sosyal medya siyasi gündemi belirleme ve çarpıtma için kullanılan etkin bir araç. Siyasi fayda elde etmeye çalışanların etik olmayacağı gerekçesiyle yanlış ve çarpıtma bilgilerden imtina etmeyeceği ortada. Elon Musk’ın sadece ABD seçimleri için değil, İngiltere, Kanada ve Almanya seçimlerinde X üzerinden yaptığı paylaşımlarla taraf olması ve bu paylaşımların etki yaratması dijital paylaşımların gücünü gösteriyor. İstesek de istemesek de sınırlar ötesi dijital siyasi müdahale artık bir yöntem ve bu yöntemden herkes istifade edecek. Yanlış bilgiler bu yönüyle ‘’meşruiyet’’ kazanacak.
Raporda kısa vadeli ciddi sorunlar olarak ayrıca iklimle bağlantılı felaketler, toplumsal gerilim ve çatışmalar, cyber casusluk ve savaşlar bulunuyor. Yani görüşlerine başvurulan uzmanlar 2025 yılında sözü edilen bu sorunların yaşanma ihtimaline yüksek olarak görüyor.
***
İnsan hak ve özgürlüklerin kısıtlanması sorunu da 2025’te yaşanması beklenen sorunlar arasında yer alıyor. Uzmanlara göre eşitsizlik de 2025 yılında global düzeyde yaşanacak sorunların ilk onu arasında bulunuyor.
Uzun vadeli sorunlar arasında ise çevre krizleri bulunuyor. Ağır doğal felaketler, biyolojik çeşitliliğin bozulması, eko sistemlerin çökmesi ve doğal kaynakların azalması gibi sorunlar gelecek on yılda yaşanması muhtemel sorunlar olarak görülüyor. WEF 2025 raporuna göre bu denli risk hiçbir zaman olmamıştı . Rapora görüş bildiren katılımcıların yaklaşık üçte ikisi 2035 yılına kadar dünyayı dalgalı ve fırtınalı bir dönemin beklediğini söylüyor.
WEF 20-24 Ocak tarihleri arasında içlerinde devlet ve hükümet başkanlarının da bulunduğu 3 bin kişinin katılımı ile gerçekleşecek. 2025’in nasıl bir yıl olacağını belirleyecek en önemli aktörlerden birisi olan Donald Trump’ın Davos’a gelmeyeceği ancak video konferansı yöntemi ile katılacağı bildiriliyor. Bu konuşma 2025 endişeleri hakkında birçok ipuçları içeren bir konuşma olacak.