Almanların yüzde 61’i 2022 yıllının son yıllarda yaşanan en kötü yıl olduğu görüşünde. Almanya’da Institut für Demoskopie Allensbach isimli kurumun her yıl düzenli yaptığı kamuoyu araştırmasına göre Almanların çoğunluğu 2022 yılının çok kötü bir yıl olduğu görüşünde. Ülke adına böylesi bir karamsar tablo varken, bireysel anlamda katılımcıların sadece yüzde 34’dü bu yılın kendileri için kötü bir yıl olduğunu beyan ediyor.
Söz konusu araştırmanın benzeri sayılabilecek bir araştırma aktüel olarak Türkiye’de yok. Muhtemeldir ki Türk vatandaşları da 2022 yılını hayırla anmıyor. Aslında bu durum bütün dünya için söz konusu. Koronanın ekonomik etkileri ile mücadele ederken gelen Ukrayna Savaşı tüm Avrupa, Kuzey Amerika, Uzak Doğu ve Türkiye’yi de olumsuz etkiledi.
Türkiye kadar yüksek oranda olmasa da bütün ülkelerin birinci sorunu hayat pahalılığı ve enflasyon. Almanya’daki kamuoyu araştırmalarında en büyük korku duyulan konuların başında sırasıyla hayat pahalılığı geliyor. Bunu artan kiralar, ekonominin kötüleşmesi, vergilerin artması, AB’nin dış borçlarının artması ve Almanya’nın bu borçları ödemesi gibi konular izliyor. Çevre, güvenlik, sağlık vs. gibi konular ekonomik endişelerden sonra geliyor.
****
Daha birkaç yıl önce ülkenin en büyük sorunun sığınmacılar olduğunu düşünen Alman kamuoyu, başta Ukrayna olmak üzere yeni gelen sığınmacılarla sayısal olarak Suriyeli sığınmacı sayısını aşan göçmenlere rağmen bu sorunu birincil bir endişe kaynağı olarak görmüyor.
Bu sonuçlar kriz kavramının ne denli göreceli olabileceğinin de işareti. Yani medyada kriz olarak ne sunulursa o konu birincil sorun olarak algılanıyor. Nitekim Almanya aylardır enflasyonu ve gaz fiyatlarını konuşuyor. Bu tartışmalarda da olabilecek en kötü ihtimallerle kamuoyu sürekli tedirgin ediliyor.
Enflasyonun düşmesiyle ki bunun işaretleri yavaş yavaş görülmeye başlandı, muhtemelen siyasi konular yeninden endişe endeksinin üst sıralarında yer almaya başlayacak. Türkiye’de ise zaman zaman farklı konulara gündeme gelse de en önemli konu seçim. Yani herhangi bir konu iktidarın ya da muhalefetin işine seçim bağlamında ne kadar yarıyorsa o kadar gündemde kalabiliyor.
***
Sorunlar ve krizlerle geçen 2022’yi diğer yıllardan ayıran en önemli fark Batı dünyasında ilk kez vatandaşların da krizin etkilerini yoğun şekilde hissetmesi oldu. Vatandaşlar arasında yönetimlere karşı genel bir güvensizlik hissinin oluştuğunu söylemek abartılı olur ancak sorunların Batı lehine er ya da geç çözüleceğine yönelik özgüvenden söz etmek artık mümkün gözükmüyor.
Bütün bu gerilimlerin ortasında Katar’da yapılan Dünya Futbol Şampiyonası da Batı’nın tartışmasız kanaat önderliği rolünü sarsıntıya uğratacak gelişmelere sahne oldu. Alman milli takımının ağzını kapatarak yaptığı protesto ile sembolleşen Batı tavrı, dünya kamuoyuna bir mesaj vermekten çok, yersiz bir eylem olarak futbol tarihindeki yerini aldı.
Katar Emiri Şeyh Temim Bin Hamed Al Sani’nin final maçı sonrası Messi’ye bişt giydirmesi hatta Nusret’in sahaya inip Messi ve dünya kupası ile poz vermesi bile Batı ile Doğu arasındaki çatışma kaleminden irdelendi.
***
Hangi ekonomik ve siyasi gelişmelerin, hangi sembolik hareketlerin ne sonuçlar doğurabileceği konusunda kafalar sadece Türkiye’de değil dünyada da çok karışık. 2022 gerçekten son yılların en kötü yılı mıydı bunu 2023’de anlayabileceğiz. Yeni yıla hem Türkiye hem dünya sayısız kapanmamış hesapla birlikte giriyor.