Ağır, kötücül bir atmosferin içinde nefessiz bırakılmak istenen biri.
Ama adamın umurunda değil.
Elindeki ekmeği, suyu bölüşmeye çalışıyor hâlâ.
Suyu kesiliyor, elektriği kesiliyor, üzerine tanklar sürülüyor, jetler iniyor ama o bana mısın demiyor.
Bilinen ve bilinmeyen kötülük ittifakının askerleri adamın işini bitirmek için alçaklığın bütün yöntemlerini birer birer devreye sokuyor. Ölüm, kan, felç etme, bombardıman, suikast ve fenalığın bütün hurda teferruatları.
Adamsa dualardan, anlamdan, iyiliğin silsile-i meratibinin basamaklarında dolaşmaktan varolan bir rüzgârın içinde nefes almaya devam ediyor.
Bazan şeytanların çığlıkları giriyor devreye, bazan meleklerin kanat sesleri.
İyilikle kötülük, hakikatle yalan, güzelle çirkin kendi saflarında örmeye devam ediyor kendi duruşlarını.
Araya demeçler, kınamalar, kınayamamalar, adını bile anamamalar , planlar, tutumlar giriyor. Elbette kahırlar, gözyaşları, derin acılar ve ayrılıklar da.
Bir şeylerin sonrasında ve bir şeylerin öncesinde. Herkes kendi anlam kümesinin tam içinde.
38 canı ebediyyet âlemine yolcu ederken...
Örgütlü küresel kötülük bütün şubeleri ile adamın etrafında.
Kötülük kendini tekrar ediyor.
İyilik kendini tekrar ediyor.
Dünya kendini tekrar ediyor.
Tekrar kendini tekrar ediyor.
Mezar taşlarındaki anlam
Muhterem efendim,
Bir zamanlar mesken tuttuğumuz Murat Paşa Külliyesi’nin dikkat çekici hususiyetlerinden biri de devrilmiş, yan yatmış, mezar taşları idi.
Bu taşlara her nazar ettiğimizde Necip Fazıl’ın, ‘ölüler bağrıyor mezarlarından’ diye başlayan şiiri hatırımıza gelir, bu şiirle bütünleşen devrilmiş, yan yatmış, küflü, kararmış mezar taşları bambaşka bir mana ifade ederdi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü ülke yerinde bir adımla ülke genelindeki külliye restorasyonları çerçevesinde mezar taşlarına da el attı; yatık taşları düzeltti, küflerini temizledi.
Lakin, bu mezar taşlarından hiç değilse birkaç tanesi üstadın mısralarındaki gibi bırakılsaydı; söz konusu mısralarla manzaranın bütünleşmesinden neşet eden atmosferi birkaç dakikalığına da olsa teneffüse devam edebilseydik, keşke...diyorum.
Vakıflar Genel Müdürlüğü bu konularda hassasiyetle çalışmalar yürütüyor, fakat bu durum bazı sebeplerle dikkatlerden kaçmış olmalı.
Konuyu mevkuteniz aracılığıyla arz etmek isterim.
Selamlar. Adıdeğmez
Mavi Marmara iyiliğin sularında
Mavi Marmara davasında ‘beklenen’ ve ‘beklenmeyen’ gelişmeleri izledik. Mahkeme salonunda olup bitenleri naklen denebilecek şekilde tâkip ederken yaşananları da görüp şâhit olduk.
Şu kadarını söylemekle iktifâ edelim; Mavi Marmara hep mavi kalmaya devam edecek. Tıpkı kâtilin hep kâtil kalmaya devam edeceği gibi. ‘Reel politik’in sığ ve güncel sularının yüzdürebileceği bir gemi değil Mavi Marmara.
Ve bir dava teknik olarak her zaman düşürülebilir baylar ama adalet değil.