Malatya’dayım.
Alttan alta hep bir kayısı diyalektiği hissediliyor çarşılarda, sohbetlerde, sofralarda.
Merkezdeki eski çarşının o kaldığı kadar düzensiz düzeninin içinde kayboluyorum biraz. Tütüncüler, tenekeciler, manavlar ve diğer erbab-ı zenaat ve ticaret dükkânlarının, sokaklarının içinde ilerliyorum çağrışımlarla.
Malatyalı âteşîn dostları hatırlıyorum birer birer.
Küçük çayevlerinin hiç birini atlamadan çay içiyorum.
Düzeyli bir gelenekle devam eden kitap fuarında çok içten, çok özel genç dostlarla buluşuyor, konuşuyoruz. Küçük sorular cevaplar etrafında neyi paylaşıyoruz bir anlamdan başka?
Yeni bulvarlarda cetvelle çizilmiş kent duyarlıklarına hiç takılmadan soluğu ‘köhne’ mekânlarda alıyorum.
Canlı, dinamik, yerinde duramayan insanlarla dolu bir şehir Malatya.
Sohbet için gittiğimiz okulda kafası pek karışık olmayan genç kardeşler…
Latif bir havanın içinde, yenilenmiş yüzüyle servis veren bir konak bahçesinde bir öğretmen dostumuzla, kahve fincanının yanıbaşında, şiirden başka derinliklere uzanan bir başka hesapsız güzel sohbet.
Tokat Yağbasan Medresesi kubbesi.
Yüzlerce yazar ve yayınevini bir şölen havası içinde ağırlamak çok kolay bir şey değil. Fuar alanında kitaplar arasında cıvıl cıvıl dolaşan talebeleri izlemek bile kendi başına güzel.
Ama bir genç okur kardeşim elinde çiçek ve kayısı çağlasıyla geldi.
Bir başka okur dostumuz standımıza ‘az önce yedim çok güzeldi, size de getirmeden edemedim diyerek “kiraz yaprağı köftesi’ getirdi.
Bir başka iki sosyal meraklı genç kardeşimiz içlerini kemiren bazı konularla ilgili sorularını sordular da sordular.
Malatya’nın kitapla kurduğu bu doğal bağ şehre çok yakışıyor. Öteden beri okur-yazar bir şehir olan Malatya, ‘burnu düşse almayacak’ müstağni tavrını kitap sözkonusu olunca bir tarafa nasıl da bırakıyor.
Başkanı ve emeği geçenleri kutluyorum. Malatyalı dostlara da buradan kucak dolusu selam.
Sorularlarlar
ABD teması öncesinde YPG’ye ağır silah takviyesi, bu geziyi bir turistik gezi mesabesine mi indirmiş oluyor?
Ya İngiltere ile temas ve Çin, Hint, Rus temasları bir karşı hamle olma özelliğini haiz mi?
Stratejik müttefik ile sinsi düşman arasındaki otoban kaç şeritli?
Ne çok soru var Kudüs’le Tel Aviv arasında.
Yola çıkış
Atımı ahırdan getirmeleri için emir vermiştim. Hizmetçi beni anlamıyordu. Ahıra kendim gittim, atımı eğerledim ve bindim. Uzaktan bir trompet sesi duyuyordum, bunun ne anlama geldiğini sordum ona.
Hiçbir şey bilmiyordu ve hiçbir şey duymamıştı. Büyük küpıda beni durdurup sordu: “Beyefendi nereye gidiyor?” “Bilmiyorum”, dedim. “Sadece buradan gitmek, sadece buradan gitmek, . Sürekli buradan giderek hedefime ulaşabilirim.” Hedefini biliyorsun yani?” diye sordu. “Evet”, diye cevap verdim, “Dedim ya buradan gitmek, işte hedefim bu.”
Franz Kafka-Seçme Hikâyeler-Şûle Yay.