Ne ile geldi derseniz, Eylül’de piyasaya çıkması artık bir klasik hâline gelen yeni hikâye kitabıyla. Bu defaki Tarla Kuşunun Sesi.
Yollardayım, kitabı henüz okumadım ama ilk gördüğüm yerde alıp bir nefeste bitireceğimi biliyorum.
Geçen akşam kitabın kapağını internette görür görmez arkadaşlardan Mustafa Kutlu için geceye bir cümle bırakmalarını istemiştim. Sağolsunlar hâlâ daha büyük hikâyecimiz için cümleler bırakmaya devam ediyorlar. Şimdi o ‘geceye bırakılan’ bazı cümlelerle başbaşa bırakıyorum sizi…
* “Ya tahammül ya sefer”
* Geçen gün trafikte araçta yanyana geldik. Önde oturuyordu yol verdim, elini kalbine götürdü. Camı açtım, ellerinizden öperim dedim.
* Hayat güzeldir.
* “Bizim sevmediğimiz kimse yoktur. Balki gönlümüze biraz serin gelenler vardır.”
Karşılıklı sigara tüttürmeyi, birbirimize pis pis sırıtıp ardından sıkı bir espri patlatmayı özledim.
* “Alınyazım geri döndü.”
* Kutlu Mustafa:))
* Dergâh’ın şeyhi. Postsuz şeyh. Kutlu; Yol Durumun’nda anlattığım gibi mürşidimiz, şeyhimizdir. El verir. Eli ondan aldık.
* “Emret, fındık kabuğuna gireyim.
* Böyle güzel insanların sessizce hakkında konuşacağı, lâkin hiçbir zaman tt olmayacak, olmasının da hiç lüzumlu olmadığı insanlardan.
* Mustafa Kutlu her Eylül’e bir kitap, her kitaba bir yürek bırakan adam.
* “Bir kalbi yoksa insan nereye gidebilir…”
* Çünkü yoksulluk içimizde.
* Huzursuz Bacak hikâye kitabında eleştirel olarak şu cümlesi hoşuma gitmişti: “Solcular reklam yazarı, mücahitler müteahhit oldu.”
* Mustafa Kutlu içimizdeki umudun sesi, birbirimize göstermeye çekindiğimiz sevginin dilidir. İsine uzun ve sağlıklı ömürler diliyoruz.
* “Mustafa Kutlu bu ülkenin hikâyesidir.
* Sık sık dile getirdiği “Kanaat Ekonomisi” bir gün hepimize lâzım olacak.
* “Unutmak olmazsa insanoğlu nasıl yaşardı bunca acı ortasında” diyor kendileri.
* Serin sonbahar akşamında, kameriyede, yanındaki okuyacak sen dinleyeceksin. Bir bakmışsın üçünüz sohbet ediyorsunuz aslında.
* Her şeyin göze sokulduğu bu debdebeli çağda bize sadeliğin güzelliğini öğreten “kutlu” adam.
* Hikâyeler yazdın güzel oldu, huzura vesile oldu, rikkate yol açtı, şevk verdi, kalemine sağlık abi.
* İkindi sâkinliğinde su akıcılığında.
* Sade, derin ve içten.
* Az önce kızımın “anne edebiyat sence nedir? sualine “Mustafa Kutlu gibi” diyerek başlayan bir cümle kurmaktır.
* “Ben yazıdan çok hayatı önemsiyorum. Bir ağacı tasvir etmektense gölgesinde oturmak daha iyi.”
* İyiler Ölmez.
* “Böyledir, bizde iyiler ölmez. Evliya olup aramızda yaşarlar.”
* Çok bunaldığım zamanlarda bir Mustafa Kutlu hikâyesi okuyup rahatladığım ve huzur bulduğum olur…
* Erzincanlıyım çok heyecanlıyım.
* Serzeniş çağında direnişi hatırlatan güzel insan.
* “Ölümle ayrılığı tartmışlar 50 gram ağır gelmiş ayrılık.”
* Namertlik aldı yürüdü diye mertlikten vaz mı geçeceğiz?
* Kalabalık yollara, keşiften yana yetim endemik diyarlara yalın ayak yürüyen kalbi gülle ayakları dikenle yoğrulan kutlu derviş.
* Kelimelerin kifayet edemediği zatı muhterem.
* Saka kuşları ve çiçekleri.
* Severiz.
* Naiflik, sadelik, rikkatlilik.
* Eylül’ü sevdirdi.
* Arkadaşlarımla onun en iyi öykücü olduğunu konuştuktan sonra bu tiviti görmek…
* İnsanları yüzlerinden okumaya bayılan adam.
* Her kitabının içinde farklı bir kitap kurutturan.
* Ruhumun gök pencerelerinden biri Mustafa Kutlu.
* Tahir karakterini hayatımıza kattı.
* Hikâyesi uzun.
* Başlıbaşına bir cümledir ismi ile.
* Hikâye eşittir Mustafa Kutlu.
* Eylül’ü bekleten adam.
* Geceniz kutlu olsun Kutlu Bey birader.
* Onu okumaya başladığım zaman bozkıra giden tren çoktan hareket etmiş oluyor.
* Hâzâ beyefendi.
* Fener’in işi bu sene de zor abi.
* “Bu Böyledir”
* Dede.
… Cümleler böyle uzayıp gidiyor. Mustafa Kutlu’ya Allah’tan uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz.