Dergilerin bir de liseli olanı vardır. Belki de bütün dergileri içinde taşıdıkları heyecan, umut ve iyimserlik sebebiyle biraz liseli kabul edebiliriz.
Lise yıllarında dergi çıkarmak… Eskiden teknik sebeplerle bu işler bu kadar kolay değildi. Şehrin yerel gazetelerindeki sayfalar bir imkândı mesela. Okul bünyesinde çıkan ve bir edebiyat dergisi olmaktan çok, okulun kurumsallığını ve bağlı olarak faaliyetlerini duyuran bültenvarî bir yayının sayfalarına serpiştirilmiş şiirler, öyküler ise vergi levhasının yanındaki bir tablo gibi dururdu. Tabii bir de olmazsa olmaz duvar gazeteleri vardı okullarda.
Şimdilerde durum farklı.
Bir araya gelen ilgili birkaç genç rahatlıkla yazı ve görselleri şipşak dizayn edip kısa sürede bir dergiyi ortaya çıkarabiliyor. Edebiyatla sanatla lise yıllarında kendi çıkardıkları dergi üzerinden bir bağ kurulması bana değerli geliyor. Kendi serüvenime baktığımda da bunun açık izlerini görebiliyorum.
Bugün elektronik ortamda da çıkan dergiler var ama basılı olanın tadı hâlâ başka diye avunalım bakalım.
Liselerde elbette edebiyat hocalarının yönlendirmesi, okul idaresinin anlayış ve yardımı değerli şeyler ama temelde birkaç öğrencinin bu işi yapmak için gösterdikleri sevgi ve çaba bu işin temeli.
Maraş’ta bir zamanlar Nuri Pakdil’in çıkardığı Hamle dergisi, açılımları itibariyle lise dergiciliği geleneğinde hâlâ özel bir öneme sahip.
Gençlerimiz bugün de çok liselerde çok sayıda dergi çıkartmayı sürdürüyor.
Geçtiğimiz günlerde Bursa’da mutluluk verici başka bir şeye şâhid oldum: Bir lisede üç ayrı dergi…
Bir lisede edebiyat ve sanat içerikli üç dergi sizce de ilginç değil mi?
Dergilerden biri Koza. Hacimli bir dergi olan Koza şimdiye kadar 18 sayı yayınlanmış. Bursa İpekçilik Anadolu İmam Hatip Lisesi adına çıkan derginin sayfalarında yalnızca hikâye, şiir ve denemeler yer alıyor, yani korkutucu bir okul bülteni değil.
İkinci dergi Maydonoz. İsminden de hemen anlaşıldığı gibi daha çok mizah içerikli yazı ve çizgilerin yer aldığı bu dergi daha çok okul içi ayrıntılara ilişkin mizahî yaklaşımları içeriyor. Özeleştiriden gırgıra kadar haşarı kafalar burada:)
Pinhan ismindeki üçüncü sevimli dergi ise aynı lisedeki yazarlık atölyesi öğrencilerinin çıkardığı başka bir dergi.
Doğrusu bir lise adına çok sevindirici bir durum. Elbette bütün bu çalışmaların arkasında bir veya birkaç öğretmen, bir veya birkaç öğrenci vardır. Buradan her üç dergiye emek veren herkesi kutlamak isterim.
Bu dergilerde gördüğüm Ayşe Altaş, Saliha Efe, Nursena Kan, Emine Yazıcı, Handenur Alıç, Zehranur Bayraktar, Rabia Betül Varan, Emir Talha Atıl, Zeynep Şeyma Durmaz, Ahmet Furkan Söylev, Elif Uzun, Kübra Doğan, Sevgi Öztürk, Şuara Softa, Nursena Kan, Hacer Karapınar, Ayşe Bala Velioğlu, Elif Feyza Çatak, Ceren Nur Özdemir, Emir Talha Atıl, İrem Tuana Çiftçi, Selime Gülmez, Enise Merve Kale, Ebrar Sultansu, Fatmanur Dede, İkbal Nur Taşdelen, Emine Aslan, Âdem Kırmızı, Hatice Anlağan, Hasene Gün, Mahli Boyacı, Elif Yedek, Musa Kâmil Ağra, Nafiye Beyza Akgün, Enes Eren Aslan, Zeynep Sekiz, Âdem Sağlam, Oğuzhan Talan, Betül Yılmaz, Ebubekir Erdoğan, Bilal Şimşek, Firdevs Şahin, Fatmanur Sak, Ebru Elbir, Muhammed Yusuf Gürel, Evla Özyıldırım, Emine Sultan Çalışır, Ahmet Furkan Söylev, Ahmet Burak Bilgiç, Seray Özel, Fatma Betül Biçici, Ranâ Akyazı, Betül Özel…Bu isimlerin bir kısmı bile kalıcı çalışmalar içine girdiğinde bu hafife alınacak bir durum değildir, sevindiricidir.
Bu kadar yazan, çizen ve elbette okuyanın olduğu bir lise Bursa için bir şans, Ülkemiz için de. Liseli kardeşlerimize bu kültürel ortamı hazırlayan ve öğrencilerin çalışmalarınıa içtenlikle destek veren okul müdürü Mustafa Yiğit ve edebiyat öğretmeni Mustafa Özcan Beyfendileri ve diğer emeği geçen dostları kutluyorum.
Her lisemizde düşünceye, edebiyata, sanata açılan bu tür kapıların pencerelerin çoğalması dileğiyle…