Son günlerde siyaset ve siyasî demeçlerle yatıp kalktığımız için ister istemez gündemin tozu toprağı zihnimizi de etkiliyor. Arada bir kulağımıza çalınan kimi sözler ise bizi hayretlere düçar edebiliyor.
Çöl?
Meselâ Muharrem İnce buyurmuş ki “Yönümüz Ortadoğu’nun çölleri olmayacaktır.” Hemen sorayım kendisine, peki yüz yıldır ölümüne Ortadoğu’dan çıkmayan batılılar ne buluyormuş burada?
TİKA’yı kapatmak!
Mesela İyi Parti’nin iyi saatte olsunları buyurmuşlar ki “İktidara gelince TİKA’yı kapatacağız.” Bu sözü söyleyebilen bir parti iyi bir parti olamaz bence. Câhillikten epey öte bir şey bu. TİKA ülkemizin, dünya ölçeğindeki yüzakı kurumlarından biridir, işlevini merak eden İyi Parti yöneticisi varsa randevu alıp gelsin, anlatayım.
Terörle ilgi!
Mesela başka bir partinin yetkilisi de ‘bölücü terör örgütüyle hiç ilgimiz yok” diyebiliyor, daha yakın tarihte o terör örgütüne sırtını dayayıp bu ülkeyi tehdit etmesi unutulmamışken… Örnek çok, lâkin yerimiz mahdut. Dil sürçmelerini, akıl bulmakta zorlanmaları, iyi ifade edememeleri anlarım. Anlamadığım şey hamakâttir, muhatabının da aynı zihinsel sefaletle ma’lul olduğunu zannetmektir. Her zaman topal atın kör alıcısı olsa da âlemi bütünüyle sersem sanmak bir yanılgıdır. Neyse canım, sandıkta açılır bu güzel uyku. Siyasetçilerin birbiriyle farklı ve zıt görüşlerde olması doğal hatta elzemdir. Lâkin memleketin istikbâli bakımından her biri kendi meşrebiyle iyiye talip değilse bu bir felakettir. Çözüme farklı yollardan gidilebilir ama yıkım tutkusuna neden müsamaha gösterelim? Git başka yerde yıkıl! Değil mi ama.
Bugün LGS sınavı var
Önce o bilinen cümleyi derhal tekrar edelim: sınav her şey değildir. Sonra da kafama takılan soruyu sorayım: Üç yanlış bir doğruyu nereye götürür? Başarılar herkese. Ama herkesin başarılı olduğu bir sınav sistemi henüz icat edilemedi maalesef. Çok üzülmeyin, hatta hiç. Ufka bakalım.
Her şeyden yürüyerek uzaklaşabilirim
Sevgili Conferentsraad;
“Siyaset konuşacak fırsatımız olmadı” diyorsun. Hiç şaşırmadım! O kadar kibarsın ki benim kendi başıma uzun uzun nutuklar atma kabalığımı unutuyorsun. (…)
Yok, siyaset bana göre değil. Siyaseti takip etmek, sadece iç siyaseti bile takip etmek benim için bugünlerde imkânsız zaten. Ne zaman çabucacık bir şeyler olsa -insan onu takip etmeye kalkışıyor, ne zaman bir şeyler çok ağır gitse- eh o zaman da onu takip etme sıkıntısına katlanıyor. Fakat ne zaman bir şey ileri geri dalgalanmaya başlasa, yukarı aşağı ve aşağı yukarı ve sonra durulsa, sonra yine dolanıp yukarı ve aşağı gelse, gönüllü olarak takip etmeyi beceremiyorum. Gerekirse evde oturup onu takip etmek yerine “zoraki gönüllü” olarak savaşa gitmeyi tercih ederim. (…)
Gevezelik
Gevezelik nedir? Konuşmakla susmak arasındaki hayatî farkın kaldırılmasının sonucudur. Sadece gerçekte nasıl suskun kalacağını bilen bir kişi gerçekten konuşabilir –ve gerçekte hareket edebilir. Suskunluk içe bakışın, iç dünyanın özüdür.(…)
Sören Kierkegaard- Kahkaha Benden Yana- Çev.: Nedim Çatlı-Ayrıntı yay.