İstanbul Sevgilim

Mevlana İdris

Neler yapmadık onun için?

Kimimiz fethettik, kutlu bir müjdenin muhatabı olduk.

Kimimiz gazeller, şiirler yazdık.

Kimimiz gece bekçisi olup sokaklarında tak! tak! dolaştık düşünce sopalarımızla.

Kimimiz bahçeler, konaklar, köşkler, saraylar yaptık.

Kimimiz balık tuttuk Boğaziçi’nde.

Kimimiz bir gözleri âhuya zebun olduk.

Kimimiz bir dilim ekmeksiz günler geçirdik.

Kimimiz onun için ondan ayrılıp cephelere gittik, dönmedik.

Kimimiz yıllarca gizli gizli iç çekti bir ayrılığın ardından.

Kimimiz yol için mâziyi yıktı.

Kimimiz iki daire için koca ahşap köşkü.

Yüzbinler geldi, milyonlar geldi, hâlâ geliyor.

Taşı toprağı görünmez oldu betondan.

Çileği, erguvanı, bostanı, lâlesi, sümbülü, kalem minareleri, lüferi şuyu buyu ve cânım türkçesi.

Savunma cephesinde bir kaç martı, bir kaç balık, köpek ve bir kaç kedi mi?

Bak, kürsülerde çok fena severiz seni.

Şu vapur karşı iskeleye yanaşmadan bir gökdelen de şuraya dikeyim.

İmarda tanıdık falan fıstık planda tâdilat, sonra yan gel yat. Ne zamana kadar kuzum? Mezarda yan gelip yatana kadar.

Kimimiz şehr içün bestelenen bir şarkıda pürhûn olur iken, Üsküdar’a gidiyordu kimimiz yağmurlu bir sabahta.

Ağlayanı şöyle dursun, güleni bile hüzünlü müydü yoksa?

Ey sesler, görüntüler, kokular, anılar, gizemler, çarpılmalar, ayılmalar şehri

Geldi geçti kavimler,sesler, suretler.

Her kubbende hoş bir sadâ bırakmak isteyen bir can vardı, yine var mı?

O İstanbul ırmağı bilâmütereddit öylece akar mı?

Kimler bitirmek istedi de bitmedin ey şehr-i yârim.

Bugün yirmisekiz, yarın yirmidokuz mayıs.

Dur seni bir daha fethedeyim.

Kuşa Osmanlı bakışı yahut Osmanlı’ya kuşbakışı.

BAK NE DİYECEĞİM

Ulaştıramayan Postane Yapmışlar

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın, yurtdışından, ta Çin’den sipariş ettiği bir paket İstanbul’a ulaşıyor. Arkadaşımın işyeri Maslak’ta olduğu için bu paket Beşiktaş Posta Dağıtım Merkezi’ne geliyor. Fakat sözkonusu merkez bu paketi, üzerinde açık adresi yazılı alıcıya ulaştırmıyor. Gerekçesi de şu: “Paketin üzerindeki adres yeterli bulunmamıştır.”

Oysa aynı adrese bütün faturalar ve navigasyon cihazları ulaşabilmektedir. Yetmedi, paketin üzerinde adresten başka telefon numarası da bulunmaktadır.

Bitmedi. Bu paket alıcıya ulaştırılmamakla kalsa iyi, alıcı gider, pakete ulaşır. Ama öyle olmuyor. Posta dağıtım merkezi bu paketin sahibini arayıp bulmak yerine, paketi geri yurtdışına, Çin’e gönderiyor.

Kargo şirketlerinde bu tür ‘tuhaf ve cansıkıcı’ şeylerle hepimiz karşılaşıyoruz. Ama sen bu ülkenin resmî posta servisisin ya hu. Nasıl oluyor da bir alıcının ortalama 20 gün beklediği ve Çin’den buraya ulaşabilen bir paketi, üç kilometre ötedeki adrese teslim etmeyip, kimseye sormadan ve açık kusurlu bir gerekçe ile Çin’e geri gönderebiliyorsun?

Ulaştırma Bakanı Başbakan oldu diye boşluktan mı faydalanıyorsun, yoksa bunu hep mi yapıyorsun? İl Müdürlüğü ilk basamakta olmak üzere, çiçeği burnunda yeni Ulaştırma Bakanımıza soralım: Sayın Bakan, bu ‘münferit’ olmayan konu ve alıcının mağduriyeti karşısında ne düşünüyorsunuz?

ANONS

Fetih

Yarın İstanbul fethedilecektir. Lütfen lüzumsuz işleri bırakıp bu önemli olaya iştirak edelim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.