İhkak-ı hak

Mevlana İdris

Şehit cenazesinde ana muhalefet liderine yumruk olayı Pazar ve Pazartesi gününü işgâl etti. Daha da eder.

Olay sıcak ve bütün boyutlarıyla araştırılıyor.

Bir yanda lamsız cimsiz şiddet karşıtlığı üzerinden yükselen görüşler, diğer tarafta da şehit yakınlarının ‘hassasiyetleri’ üzerinden öne atılan düşünceler var.

(Çizgi: Betül Özel)

Durum nazik olmakla birlikte sokakta ihkak-ı hak uygulamalarının bir toplumu götüreceği yer sır değildir.

Ana muhalefet liderinin kimi siyasal tutumları ve işbirliklerini eleştirebilir, beğenmeyebilirseniz ama bir cezalandırma ihtiyacı olduğunu düşünüp bu yumruğu da ceza için atıyorum diyemezsiniz.

O zaman herkes hoşlanmadığı her durum için kendi ceza uygulamasını yapar ki sokaklarda elimizi sallasak bir ‘ağır ceza reisine” çarpar.

Bir provokasyonun olup olmadığı ayrıca inceleniyor.

Seçim sonuçlarıyla ilgili kaotik sürecin ardından bu ve benzeri olaylar belli ki bir süre daha ve belki de artarak devam edecek. Bağlamından koparılan olaylar da olacak, kendisine çeşitli bağlamlar monte edilen olaylar da.

Önümüz yaz.

Acaba aynı zamanda toz duman mı?

“Türkiye ittifakı” nedir, hayata geçebilecek mi?

Siyasetin sokak üzerinden değil, zihinler üzerinden yürümesi bir hayâl mi?

Sokağın ucu hep karakol. Unuttuk mu?

Geçmiş olsun mu?

Evet insan. Diğer canlılardan farkımizi yıllar boyunca anlamak için akla sahip olan ve çalıştıran, üzerine alınan , yiyen ,öğreten, çiçek seven, iyileşen , vs. olabilen... Doğmakla baslayan bir sürü çeşid›iyiz. Çoktan yazılmış olan seruvenimizi vakti gelince sırasıyla okuyoruz ikinci bir ortak noktaya (ölüme) kadar. Birlikte bir çok muhtaç olduğumuz mekana sahibiz . Bunlardan başlıcalarında akla gelmekte hatri büyük hastanelerimiz .

Muhakkak bir öksürülmüstür ve bu sahibine göre aciliyet gösterir. Anında giden mi 3 ay sonra giden mi.. ne yaptiysa geçiremeyenine doktor civanım mı. Allah göstermesinlik durumlarda çok tabi. Başımız varsa herşey gelebilir o yüzden Allah hepimizi korusun, canimiza mukayyet. Hastalığımız ne olursa olsun göreceğimiz ilgiden memnun kalmak hakkına elbette sahibiz. İlgilenenlerin yani doktorlarin, hemşirelerin, personellerin maksadı neticeside zaten budur/olmalıdır sözüm başta kendime.

Bir nebzede olsa kendi durmumuzu mukayese edebiliceğimiz derman ile gitmemiz demek iyileşmenin başlangıcıdır . Hastane deyince bile gözünüzde canlanmıştır ağlayan bebeklerin strese giren annneleri, tansiyonu yüksek sarımsak kokan teyzeleri amcaları, düşüp kafasına dikiş yiyenleri...Bir de kendiniz. Beyaz önlüğün çekiciliğine değinmem bile kimimize hâlâ ürkünç gelmekte. Velhasılı sempatisi hic olmamasından insanların hastanelerde geçirdiği sürecin ruh hali bedeninden daha da hasta duruma düşebiliyor. Geçmiş olsun. (…) Elif Büşra Arslan- Çeto 8. sayıdan iktibastır.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.