Sebepleri değil de sık sık sonuçları yargılarken buluyoruz kendimizi.
Yargılamadan başımızı kaldırıp bir nefes aldığımızda önümüze yeni bir gündemin düştüğünü görüp hemen o sonucu yargılamaya başlıyoruz.
Şok edici gündemler hiç bitmiyor, burası bu anlamda dünyayı kıskandıran bir ülke. Şok şok şok, yetmezse bir de flaşlar ülkesiyiz mütemadiyen.
Şiddet konusu da başından beri böyle.
Kadına, erkeğe, çocuğa, hayvana, doğaya…Bitmeyen bir şiddet sarmalı içinde geçiyor günler. Her defasında somut olayı tartışırken, bağırıp çağırırken, dövünüp yazıklanırken, kızıp küfrederken buluyoruz kendimizi.
Evdeki, mahalledeki, şehirdeki şiddete eklenen bölgesel ve küresel şiddet gerçekliği var. Savaşsız, krizsiz, hırgürsüz gün geçmiyor. Habire boğazlayıp duruyor insan birbirini.
Hiddetli, şiddetli ama letaifsiz, tatsız tuzsuz bir hayat boğulması içinde yerlere serilmiş buluyoruz kendimizi. Her an süpürülmeye hazır bir insanlık tortusu.
Şiddetin otopsisi yapılmadı.
Ölüp morga uzanmasını bekliyorsak boşuna.
Kişisel ya da sistemik güç merkezlerinde temerküz eden öfkenin, şiddet patlamalarının sebeplerine eğilmeden, eğilmekle de kalmayıp gereğini yapmadan ne olacak ki konuş konuş dur, kellim kellim lâ yenfa’.
Biraz bekleseniz herkes zaten ölecek beyefendi.
Sabır!
Birinin itirafı
Biliyorum sen de otobüste yolu izliyorum bahanesiyle kendini camdaki yansımandan izliyorsun ve yanlış durakta düğmeye bastıysan hiç bozuntuya vermeden inip aradaki durak farkını yürüyerek kapatıyorsun. Bu herkesin yaptığı ama başkasına söylemeye sakındığı şeyler. Mesela gözlüğünün camında çıkmayan bir leke olduğunda elini hafif dilinin ucuyla ıslatıp temizlediğini söyleyebilir misin birine? Yanlışlıkla söylesen bile ıyyy çok pissin tepkisini tepene indirir. Hem de az önce aynaya bakarken yüzünü şekilden şekile sokan kendisi değilmiş gibi verir bu tepkiyi. Herkes kendi sırrını boşyere, saklanması gerek şeyler değilken, herkes yapıyorken saklıyor... Şimdi yorganı ağzına sokmadan rahat rahat ağlayabilirsin bak söyledim herkes biliyor artık.
Senin atasözün hangisi
Dünyanın çeşitli yerlerinden atasözlerini derlemişler. Türkiye’den ise atasözü yok. Halbuki çok sayıda atasözümüz var. Okuyalım ve kendi atasözümüzü ekleyelim bakalım…
1- İnsanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça ihtiyarlarlar. Malezya
2- Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin. Tibet
3- Evlenmeden evvel gözlerinizi dört açın, evlendikten sonra yarı yarıya kapayın. Portekiz
4- Allah’ın gülü dikenli yarattığına hayret edeceğiniz yerde, dikenler arasında gül yarattığına hayret edin. Arabistan
5- Başkalarını azarlar gibi kendini azarla, kendini affeder gibi başkalarını affet. Çin
6- Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur, iki kez aldatırsa suç sizindir. Romanya
7- Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir. Brezilya
8- Bir ülkede küçük insanların gölgeleri uzuyorsa, o ülkede güneş batıyor demektir. Çin
9- Birine bir balık versen doyar bir defa; balık tutmayı öğret doysun ömür boyunca… Çin
10- Bir zincirin gücü en zayıf halkası kadardır. İngiltere
11- Bir yıllık refah istiyorsan tahıl yetiştir, on yıllık refah istiyorsan ağaç yetiştir, yüz yıllık refah istiyorsan insan yetiştir. Çin
12- İnsan bir kapıdan içeri girmeden, çıkışı da var mı diye düşünmeli. Rusya
13- Toklukta Horasan’ın köpekleri de şükreder, önemli olan açlıkta şükredebilmektir. Arabistan
14- Karşı kıyı için savaşmayan, kendi kıyısından da olur. Çeçenistan
15- Dünya bize babalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık. Japonya
16- Yüreğinde yeşil bir dal saklarsan, şarkı söylemeye bir kuş gelecektir. Çin
17- Yürüyen üç aptal, oturan üç bilgeden daha çok yol alır. Çin
18- Oyun bitince şah da, piyon da aynı kutuya konur. İtalya
19- Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları… Afrika
20- Nasıl indireceğini bilmediğin eşeği dama çıkarma. İran
21- Parmak ayı gösterdiği zaman parmağa değil, aya bakmak lazımdır. Maya
22- Önemli olan hayata yıllar değil, yıllara hayat katmaktır. Çin
23- Bir atı zorla suya götürebilirsiniz ama ona zorla su içiremezsiniz. Fransa
24- Bir saatlik mutlu olacaksanız şekerleme yapın, bir günlüğüne mutlu olacaksanız balık avlamaya gidin, bir aylığına mutlu olacaksanız evlenin, bir yıllığına mutlu olacaksanız bir servete konun, bir ömür boyu mutlu olacaksanız işinizi sevin. Çin
25- İşaret parmağınla karşı tarafı suçlarken dikkat et, üç parmağın da seni gösteriyor. İngiltere
26- Değişim rüzgarları eserken akıllılar yel değirmeni yapar, aptallarsa duvar örer. Çin
27- Yaşayacağın bir dünyayı hayal etmektense, yaşayabileceğin bir dünyayı inşa et! Almanya
28- Allah ağacın köklerine değil, meyvelerine bakar. Arabistan
29- Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim. Çin
30- Bir köpeğin karnını doyuruyorsan ve ona barınak veriyorsan bu senin köpeğin sahibi olduğunu göstermez; köpeği bırak, geri gelirse köpeğin sahibi sensin demektir! Çin
31- Oturan bir kartal olmaktansa uçan bir boğa olmayı tercih ederim. Kızılderili
32- Saraylar yıkıldı, kılavuzluk delilere kaldı. İbrani
33- Yaşayanlar kapar ölenleri gözlerini, ölenler açar yaşayanların gözlerini. Afrika
Benim kendi ülkemizden eklemek istediğim atasözü şu: “Çocuktan al haberi.” Ya sizinki?