Erken

Mevlana İdris

Erken yahut vakitsiz öten horozun başını keserlermiş eskiden.

Şimdi horoz pek yok hayatımızda ve elli türlü alarma rağmen sabah uyanmakta zorlanıyoruz. Çünkü artık ‘zamanında’ yatmıyoruz. Başka pek çok şey yanında ytma saatlerimiz de çoktan değişti. Fakat mesai saatleri hâlâ pek ciddî. Sabah yolları aynı anda dolduran servis araçları ve diğer toplu taşıma/özel araçlara bakılırsa ‘çalışmak’ hâlâ geniş kitleleri ilgilendiren bir eylem olmayı sürdürüyor.

Seçim mesaisi de belirli aralıklarla tekrar eden bir tür ‘çalışma.’

Bu mesaiye bir yandan bütün ülke katılıyor, karşı çıkıyor veya mesai veriyor gibi görünüyor, diğer yandan ise yalnızca belirli bir ‘siyaset esnafını’ ve müntesibi ilgilendiriyor gibi bir hava var. Fakat işin içine ‘memleket meselesi’, ‘istikbâl’ gibi kelimeler girince ülkenin ve toplumun kaderini ilgilendiren başka bir üst algı zihinsel dolaşıma giriyor.

Erken seçim bardağında son bir haftadır kopartılan fırtınaların toz dumanları içinden bakınca pek anlaşılamıyor; Bütün afra tafralar, şapşal yahut akıllı retorikler, kimi isimlerin etrafında konumlanan spekülasyon bulutları son tahlilde kimi şahsî veya gurup menfaatleriyle mi tevhid edilmeye çalışılıyor, yoksa gerçekten toplumsal veya ideal bir kaygı mı gözetiliyor?

Son derece hacıyatmaz söylemlere de şâhid oluyoruz doğrusu.

Bakıyorsunuz ak denilen kara, kara denilen ak oluvermiş. Aa, dostlar siyasette görsün!

Kimi üst düzey bürokratların da katıldığı, aday adaylığı için kamu görevlerinden istifa furyası da başka bir âlem. Keşke bütün bürokratlar kendince bir sebep bulup istifa etseler de şu herkese çektiren bürokrasi meretinden kurtuluversek değil mi? Değil. Bürokrasi duruşundan zerre taviz vermeden dimdik ayakta. Gidenlerin yeri hemencecik doluveriyor.

Bir de istifa etmeyip kulağının üstüne yatan kimi âdemoğulları/havvakızları var. Yeni hükümet sisteminde bakanlıklar için seçilmiş olma zorunluluğu bulunmadığı için bu eşhas da fâni dünyada geçici bir bakanlıkcık görevi için alesta ama bakarsanız uyuma numarasına yatıyor.

Ne horoz uyandırabilir bu muhteremleri, ne de bir alarm sistemi.

Çünkü bilinir ki uyuma numarası yapan birini uyandırmak imkânsızdır.

Selam her çağda erken öten horozlara. Ötüp bir güzelliği muştulayan, bir kulağı kısa süreli de olsa gürültünün dışına çıkaran her sese.

Dostluk

Dostluk akrabalığın üzerindedir, zira iyi niyet akrabalıktan koparılabilirken, dostluktan koparılamaz; nitekim iyi niyet ortadan kalktığında dostluğun adı da kalmaz, akrabalığın ki ise devam eder.

*

Kendinle konuşuyormuşsun gibi her şayi kendisinden dinleyeceğin birine sahip olmaktan daha tatlı ne var?

*

(…) Derler ki, birçok yerde sudan ve ateşten çok dostluktan yararlanırız.

*

Dostluk mutlu anları daha da parlatır, kötü anları ise bölüp paylaştırarak katlanılabilir kılar.

*

Düşüncem o ki, dostluk sadece iyi insanlar arasında olabilir.

*

(…) Dostlardan ahlâken doğru olan şeyler isteyebilmek için dostlarımız için ahlâken doğru şeyler yapmalıyız.

*

İyiler iyilerden hoşlanır ve doğal bir yakınlık varmış gibi birbirini benimser.

*

Dostluk çıkarı değil, çıkar dostluğu tâkip eder.

Cicero-Her Şey Bitmek İçin Başlar-Çev: C. Cengiz Çevik- Aylak Adam Yay.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.