Yeni sistem işlemeye başladı.
Ofisler, kuruluşlar, kurumlar, Meclis, denetim, kanun yapma, şu, bu derken; yeni sistemde işlerin nasıl yürüyeceğine dair bir şeyler anlamak isteyenlerden kiminin gözü ekonomiye, kiminin gözü de asayişe çevriliverdi.
Sanırım tarihin ‘bize özgü ayarlar’ kategorisine tekrar bayrak açtık.
Bilinen formel, batıcı, mış gibi, ana sosyolojiye yabancı süreçlere belirgin bir yan çizme ve akabinde daha doğal, organik bir rota izleme kararı denebilir mi?
Yüzeydeki kabuk değişiklikler yanında, dipteki temel değişim ve yeni yönelimlerin alacağı yön, varmak istediği hedefler; bir kendisi olma, bir hesaplaşmaya doğru sağlam yürüyüşün somutlaşmış adımları denebilir mi?
Sayın Erdoğan’ın şahsıyla bütünleşmiş gözüken sistem değişikliğinin köklerinde Milletin arzusu, ülkenin tarihsel bilinci, coğrafî hafıza, aktüel endişeler ve bağımsız varoluş kodları var.
Eğitim ve adalet başta olmak üzere sorunlarımız var mı, yok mu?
Çivisi çıkan dünyada önce kendimizi, sonra daha büyük bir şeyi değiştirmek için müsaadenizle…
Şimdi bir imkânsızı deneyeceğiz.
Türkler geldi matmazel.
Unutma unutturma!
Sizi Srebrenitsa’dan tanıyoruz bayım! İyi tanıyoruz.
Cehennem nedir, biliyoruz.
İnsanlığın reddi ve yok edilişi nedir, gördük.
Değerlerinizi 8.372 ‘can’la birlikte dibine kadar gördük.
Hepiniz oradaydınız! BM başta olmak üzere hepiniz!
Sizi tanıyoruz. Sizi unutmayacağız.
Nurettin Topçu’yu anarken
Hocamızı kaybedeli 43 yıl olmuş.
Ömrünü ahlâk davasına ve eğitime harcamış bir fikir ve hareket adamından söz ediyoruz.
Şöyle demişti merhum: “Âlem, üç şeyin mecmuundan ibarettir: Varlık, düşünce ve hareket. Bunların hepsini kendinde toplayan insan, üç şeyin peşinde olmak için yaratılmıştır: Hakikatin, hayrın ve güzelliğin.”
“Merhametin olmadığı yerde insan da yoktur” demişti.
Yarınki Türkiye, İsyan Ahlâkı, Varoluş Felsefesi başta olmak üzere çok sayıda kitap ve makale yayınlayan Topçu yeterince anlaşıldıı mı? Emin değilim.
Bir gün de şöyle demişti: “ Kırk yıl boyunca öğretmenlik yaptım. Okula, mabede gider gibi gittim. Hiçbir derse abdestsiz girmedim.”
Rahmetle, saygıyla anıyoruz.