Dünyanın içinden küçük omuzlarıyla geçiyorlar. Çocuklar. Bazan büyüyorlar; başlarına bir bomba, akıllarına bir yamyam, hayatlarına bir kasırga girmezse. Ama bu dünyada bu ne kadar zor.
Özgür bir şarkıyı cd’ye sıkıştırmaya, bir dehayı formüllere indirgemeye, rüzgârı kafese koymaya çalışıyor, adına da eğitim filan diyoruz. Diyelim bakalım. Cehenneme dönmüş toplumsal yapılara bir kaç ceset daha eklemek için ne çok adam çalışıyor, strateji üretiliyor.
Hayat nedir? Sizin öğretemeyeceğiniz.
Bugün ne öğrendin okulda? Bilmiyorum ki, galiba hiç, çünkü yarın yine gidecekmişiz.
Dünyaya bakınca ne görüyorsun? Dünyaya bakınca üşüyorum.
Bir de ne var? Dünya Çocuk Hakları Günü var. Geçti mi? İki gün önce geçti evet. Her yıl geçiyor mu böyle? Evet, hiç kalmıyor, geçiyor.
Çocuk Vakfı her 20 Kasım’da Dünya Çocuk Hakları Günü münasebetiyle bu güne ait metni her yıl değişen bir yazara yazdırıyor ve bu yazıyı yayımlıyor. Herkesi çocuk hakları savunuculuğu için çocuk elçisi olmaya davet eden Çocuk Vakfı, gün kutlamak yerine hakları çalınmış dünyanın bütün çocuklarından özür dilemeyi tercih ediyor. Bu yılın Çocuk Hakları Günü ile ilgili yazıyı Mustafa Ökkeş Evren yazdı, okuyoruz:
ÇOCUKLAR İÇİN HEMEN, ŞİMDİ!
“Allah’ın boyasıyla gelir dünyaya çocuklar Siyah, beyaz, kızıl, sarı ve esmer Üstünlüğü yoktur birbirine renklerin Hepsi de çocuk rengindeler
Kaç kez sordum kendime “Hiç ‘Hak’sız Olur mu Çocuklar?”
Her soruda aynı cevabı verdim, “Olmaz elbette, olmamalı.” dedim.
“Çocuklar Hak’tan yana, Hak, çocuklardan yanadır” dedim.
Öyle ya, çocuklar Hak’tan gelmiş ve haklarıyla gelmişlerdir dünyaya ve dünya, asla büyük değildir çocuklardan!
Ah! Ne iri bir söz söyledim! Kime söyledim bilmiyorum.
Bir yanda, her gün hakları çalınan çocuklar, diğer yanda her yıl kutlanan Dünya Çocuk Hakları Günü!
Biliyorum, bir anlamı yok iri sözlerin, kutsanmış ve kutlanacak günlerin. Fakat içimde, cevaplanması gereken sayısız soru var.
Susunca sesimin yankısı nereye çarpacak bilmiyorum.
Ne zaman savaş ve acı olmadan anılacak çocukların adları?
Ne zaman içten bir gülümsemeyle ısınacak kalpleri çocukların?
Ne zaman çocuklar çocukluğunu yaşayacaklar?
Ne zaman yaftasız çocuk olacaklar?
Ne zaman istatistiklere veri olmaktan kurtulacaklar?
Ne zaman eve dönecek anneler?
Babalar ne zaman gözlerinin içine bakacak çocuklarının?
Ne zaman çocuk dili’ni öğrenecek yetişkinler?
Öğretmenler ne zaman dokunacak kalplerine çocukların?
Ne zaman görünür olacak anayasalarda çocuklar?
Ne zaman ülkemizde “Aile ve Çocuk Bakanlığı” kurulacak?
Ne zaman çocuğa saygılı olmanın geleceğe sahip çıkmak olduğunu anlayacağız?
Ne zaman ‘çocuk’ deyince aklımıza umut, kalbimize sevgi ve dünyamıza barış gelecek?
Evleri, sokakları, parkları, bahçeleri ve kamusal alanları kim kurtaracak çocuk ıssızlığından ve kim verecek şıksız soruların cevaplarını?
Sahi, kimler, niçin haksızlık yapar çocuklara ve kim savunur haklarını çocukların? Sorular zor, sorular çetrefil... Soruların muhatabı kim?
Ben miyim, sen misin, o mu, biz miyiz, siz misiniz, onlar mı? Yoksa hepimiz miyiz?
Biliyorum, okuyalım diye Tanrı, her saniye gökten esenlik mesajları gönderiyor annelerin rahmine. Dünya, geleceğini çocuklara borçlu olduğunu biliyor.
Fakat iri iri devletler, küçük küçük aşiretler, dünyayı ele geçirmiş şirketler, medya patronları, silah tüccarları, tohum bozucular ve daha niceleri canına okuyorlar çocukların.
Sesim, soluğum, çığlığım ve çağrım tüm çocuk dostlarına!
Çocuklar aşkına, çocuk seslerini, çocuk gülüşlerini çoğaltalım kardeşlerim. İnsanın anayurdunun çocukluk olduğunu unutmayalım.
Çocuk dili’ne çevirelim kaba ve hoyrat dilimizi ve konuşalım içimizden geldiği gibi ağaçla, kuşla, yağmurla...
Katılaşan kalplerimizi, çocukların merhameti ve safiyetiyle yumuşatalım.
Tuttuğunu koparan değil, dokunduğunu onaran bir el yapalım kendimize. Kuşları gökyüzünden, çiçekleri toprağından, çocukları çocukluğundan mahrum edenlere “Durun!” diyelim.
Çocukları küçümseyenlere çocukluklarını hatırlatalım.
Çocukları istismar edenlerle korkusuzca savaşalım.
Çocuklar gibi haktan ve hakikatten yana olalım.
Çocukların esenliği için büyük çocuk yürüyüşüne hazırlayalım dünyayı.
Var mısınız?”
İşte böyle diyor Mustafa Ökkeş Evren. Dünya böyle işte, çocuklar da böyle. Çocuk Vakfı’na benimsediği diri tutum ve çocuklar adına gösterdiği toplam direnç için teşekkür ederim.